54. Bölüm - Doğum Günü Meselesi

4.9K 538 733
                                    


Merhaba,

Uzun bir haftasonu bölümü ile geldik çiçekler 🌸

Size cici görseller ekledim 😍
 

Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın, hatta şöyle bir göz gezdirin eski bölümlere belki unuttuğunuz bölümler vardır 🤭

Hatalar varsa, görmeden geliyoruz 🤷‍♀️
  

Keyifli okumalar 🧡
    
    

🎈
  

'Aaa Ege! Hoşgeldin, ne iyi ettin de geldin. Geç lütfen.' 
  

Ege, geldiğine hiç memnun olmayan yüz ifadesi ile önümden yılan gibi sıyrılıp salona geçti.
 

Giray, Merve ve Hazal'ı Ege ile tanıştırmama kalmadan, onlar tanışmıştı bile.
 

'Hayırlı olsun yeni evin.' dedi Deniz Ege'ye ters ters bakarak.
 

'Hayrını göremedim henüz. ' dedi Ege bilmişçe. Onun bu kendinden emin hali bana birini andırıyordu. Tanıdığım birini.
 

'Görüyorsunuz değil mi? Biz o kadar aramıza çağıralım, yalnızlık çekmesin diye, adamın dediğine bakın. İnsanoğlu çiğ süt emmiş.' diye söylendi Deniz bunun üzerine.
 

Ege gözlüklerini çıkardı ve kırılmayacağına emin olduğu bir köşeye bıraktı.
     

Dikkat, Ahu çıkabilir.
 

'Sen mikrodalgada mı ısıttın?' diye sordu Deniz'e cevaben.

Bu soruyu hiç beklemiyordum, istemsizce bir kahkaha kaçtı ağzımdan.

Bütün gözler aynı anda bana döndü.

'Komikti.' diye savundum kendimi.
 

'Neyse şu pastayı keselim mi artık?' dedi Hazal heyecanla mutfağa geri dönerken. Bugün erkenden kalkmış bütün maharetlerini döktürmüştü Giray'la birlikte.
 
 
'Lütfen çok ses çıkarmayın, ev sahibi başıma bela oluyor sonra.' dedim pasta gelirken. Dünden bu yana yaptığımız gürültünün haddi, hesabı yoktu.
 

'Senin kadar bela olamaz.' diye homurdandı Ege. Ona cevap vermek yerine, duymazdan gelmeyi tercih ettim.
  

Peki bizimkiler  durur mu? Ben sanki öyle dememiştim gibi, büyük bir gürültü ile şarkı söylemeye başladılar.
 

İyi kii doğdun Ahuuu.

İyi ki mi doğdum, orası tartışılır.
  

'Şşş.' desem de fayda etmedi. Hele Berke, sandalyeyi tutmuş sallıyor, sanki milli maçta bizim takım gol atmış gibi bir sevinç gösterisi yapıyordu.
 

Ege yalandan ağır hareketlerle alkışlarken pasta nihayet önüme geldi.
 

Ahududu motifli pasta, gerçekten ustalık eseriydi.

'Frambuaz' ıma , frambuazlı pasta yakışır. ' dedi Giray başımın üzerinden öperek. O sırada Hazal'a kaş göz yaptım, gördün mü der gibi ama umursamadı çünkü beni kıskanmıyordu. Böyle de hiç eğlenceli değil canım.

  

'Bu da hediyen.' dedi bana bir kutu uzatıp.

 
'Altın külçe değil mi? Canım en zengin kuzenim.' dedim dikdörtgen şeklindeki paketli kutuyu alıp gülerken. Sanki başka kuzenim varmış gibi.
 

SONRA SEN GÜLDÜN (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin