2. Bölüm - Çek Tulumbayı Ahu

11K 733 569
                                    

🎈🎈🎈

Garibin yüzü gülür mü?

Böyle bir replik dolanıyordu sosyal medya ortamlarında. Gece yatmadan önce nereden aklıma geldiğini bilmediğim bu cümlede çok şey saklıydı.

Gülürdü, hem neden gülmesindi?

Biz mesela, ben ve ailem sürekli gülerdik. Bazen öyle eğlenirdik, öyle eğlenirdik ki, herkes bu kadar çok gülecek şeyi nerede bulduğumuzu merak ederdi.

Bizi güldüren şey, birbirimize olan sevgimiz ve bağlılığımızdı.

Ben kendimi bildim bileli çok ağlamazdım.

Yıllar önce beni buldukları günü, her mahalle toplantımızda mutlaka birileri anlatır, hepsi gözlerindeki dumanlı anılara geri dönüp beni ne kadar çok sevdiklerinden bahsederlerdi.

Zaten en çok da o gün ağlamışım söylediklerine göre.

🎈

2000-02-22

Şerif çöp atmak için sokağın başına doğru ilerlerken, gecenin kör saatinde ince bir bebek ağlaması yankılandı bomboş sokakta.

Genç adam, sesin geldiği yöne doğru hızlı adımlarla ilerlerken, artış gösteren bu sesin gerçekliğinden artık emin olmaya başlamıştı.

Hızlı adımları, koşmaya döndü ve kendini sokağın en ucundaki çöp konteynerının yanında buldu.

Bebek sesi tam olarak buradan geliyordu.

Bu kuvvetli ağlama sesi yüzünden birkaç komşunun da ışıkları yanmaya başladı tek tek.

Çöpleri karıştırdı, etrafa saçtı, yok.

Ses çok yakından geliyordu ama bir türlü kaynağı bulamıyordu.

Çöpün hemen yanındaki üzeri kapalı sepete takıldı nihayet gözü.

'İşte!' dedi telaşla.

Sepetin üzerindeki kalın örtüyü kaldırdı ve kaç günlük olup olmadığı bile anlaşılamayacak kadar küçük bebeği buldu.

'Şerif, sen misin mübarek ? Bebek sesi mi geliyor, bana mı öyle geliyor? '

Genç adam kendisine camdan seslenen taze imam Hasan'a döndü.

'Benim hacı, aşağı gelseniz iyi olacak.' dedi.

Yarım saat sonra, bebek ağlamaktan mora dönerken bütün mahalle bir daire şeklinde bebeğin başına toplanmış ve bebeğin burada ne işi olduğu, ailesinin kim olabileceği konuları hakkında konuşmaya başlamıştı.

'Bu bebeği uzaylılar bırakmış olmasın?'

'Daha neler Mukaddes.'

'Gelin de karakola gidelim en iyisi, bu iş böyle olmayacak.' dedi polis Rüstem.

'Baba bu bebek kiiim?'

'Kürşat, geç annenin yanına oğlum. Hadi bakayım.' dedi Rüstem oğlunu kalabalıktan uzaklaştırarak.

'Allah Allah, hangi münafik el kadar bebeği böylece bir başına, bir de akşamın köründe çöpün yanına bırakır.' dedi imam Hasan.

'Şeytan, şeytan bu insanlar. Yazıklar olsun böyle insanlara.' dedi Dudu, kocası Mehmet'in koluna yaslanıp. İçi sızlıyordu bebek ağladıkça. Kendilerinin de küçücük torunları vardı.

Küçük bebek, eden ele geziyor, susmak nedir bilmiyordu.

'Kız, bunu bizim Seher doğurup buraya atmış olmasın? Kilo da almıştı bu aralar. Ay acaba hamile miydi? Kocası da bunu bırakacak diyolla.' dedi terzi Mukadder.

SONRA SEN GÜLDÜN (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin