132. Bölüm - Ege Shower

4.3K 435 569
                                    

Çok merhaba,

Özleştik, upuzun bir bölümle geldik.

Kontrol edemedim :)

Keyifli okumalar 🧡

🎈

'Ahu, kalk kızım.'

'Anne, beş dakika daha.'

'Ahu, kalk çocuğum bak baban köpürüyor.'

'Şuan değil, rüyam bitsin kalkacağım. Valla bak.'

'Ahuuuu!'

İşte bu cırlama sesi, Nana reisin sesiydi. Ege ile aynı anda yerimizden sıçramamıza neden olan sesin sahibi ise başında şapkası, elinde yelpaze ve gözünde eski dönem dizilerinden fırlamış gibi duran güneş gözlüğüyle tepemizde duruyordu.

'Aa-nne?'

*

'Seri kızım, hadi annecim.' dedi annem bir eliyle kalkmamı işaret ederken.

'Nana teyze, şey biz-'

'Ah, tatlım uyandırdım kusura bakma.' dedi annem Ege'ye.

Kusura bakma mı? Neyim ben? Üvey evlat mı?

Evet Ahu.

'Anne, siz nereden çıktınız?' dedim şezlongtan kalkıp ayaklarıma geçireceğim sandaletlerimi ararken.

'Telefonunu elin adamları açınca duramadık geldik.' dedi annem. Gözlükleri yüzünün yarısını kapattığı için tam olarak tepkisini seçemiyordum.

Telefonum!

Dün bulamayınca aramaya tenezzül etmediğim iletişim cihazı.

'Şey Deniz'i arasaydınız.'

'Aradık canım aradık, açmadı.'

Ulan Deniz!

'Ee burayı nasıl buldunuz?' dedim sorgu memuru gibi.

'Baban arabaya bir cihaz takmıştı. Nasıl bir çağda yaşıyoruz haberin var değil mi?'

'Herşeyi düşünmüşsünüz.' dedim şaşkınca.

Az ilerde Şerif Reis güneşten mi yoksa sinirden mi bilinmez kırmızı bir yüz ifadesiyle bir yandan kumları eşeliyordu.

'Yanlış anlamayın, biz şey -'

'Saçmalama da yürü Ege.' dedim hızlıca. Sandaletimin tekini bulamazken, diğerini ayağıma geçirdim.

'Diğer teki nerede?' diye sordu Ege sandaletimi kastederek.

'Bilmiyorum.' dedim stres dolu karmaşa içinde. Ne bileyim nerede?

'Şu köpeğin ağzındaki mi?'

Baktığım yönde ağzında sandaletimle koşturan sarı golden cinsi bir köpek görünce derin bir nefes aldım.

'Gitti artık, hadi babanı bekletmeyelim.' diyen annemin sesiyle tek ayağım ince kumlara bata çıka ilerledim.

Babam bana tripli bir günaydın diyerek, Ege'ye onu bile söyleme gereği duymadan önden yürümeye başladı.

Ariel'in önünde durduğumuzda, Ege, Yelkenci Konak'ın kapısını çaldı.

'Bizimkiler çok sevinecek. Yoldan geldiniz açsınızdır.'

'İstemez. Siz önce gördüklerimi açıklayın.'

'Ay baba! Ne gördün?' diye sordum merakla.

Acaba Ahu?

'Efendim, kötü bir niyetimiz yok. Biz Ahu'yla-'

SONRA SEN GÜLDÜN (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin