134.Bölüm - Geleceğe Koşanlar

3.7K 420 780
                                    

Merhaba,

Bu defa ben de özledim 💐

Kontrol edemedim, sonra bakıp düzeltirim 🤷‍♀️

Keyifli okumalar🧡

🎈

Yanık saç tellerinin dumanına karışan baskın oje kokusunu duymamak için burnumu tıkadım iki parmağımla. Oje kokusunu severdim ama yanık saç kokusu, saç spreyi ve bilimum parfüm kokusuyla birleşince gerçekten dayanılacak gibi değildi.

İlkokuldayken uhu kokusunu da severdim. Hazal günün birinde tinerci olacağım diye korkardı, ben parmaklarımı birbirine yapıştırır onun bu gereksiz korkusuna gülerdim.

Kafamın en tepesinde baş gösteren uğultu devam edip, alnımın köşesinde bir damar sinsice atarken, limonlu su içerse dar gelen elbisesinin içine sığabileceğine inanan Hazal'ın dramına göz devirdim.

'Burnunu bırak şekerim, makyajın bozulacak.'

Kubilay'ın direktiflerini duymamak için kulaklarımı da tıkamak isterdim ama yeterli elim yoktu ne yazık ki. Eğer üç tane elim olsaydı, biriyle burnumu diğer ikisiyle de kulaklarımı kapatırdım. Düşünüyorum da, ya iki tane burnum dört kulağım olsaydı?

En iyisi düşünmeyeyim.

'Lay la lay la lay, sen güneş ben ay... Dışarı çıkabilir miyim? Düzleştirici, fön makinesi hepsi birbirine girdi. Kusacağım artık.' dedim dudağımdaki yapışkan ruju yememeye gayret ederek. Tadı fenalık değildi ama en azından salona gidene kadar dudağımda kalmasını tercih ederdim.

Kubilay elindeki saç düzleştiricisini bir kaç defa açıp kapatarak ses çıkardı.

'Burada hazırlanmak isteyen sizdiniz. Kuaföre para vermeyin diye acıyıp gelende kabahat. Allah'ın köylüleri.' dedi diğer elini beline koyarak. İstemsizce kıkırdadım.

'Ay götüm. Sen demedin mi kursu bitirdim, bana da pratik olur, hem saç makyaj da bedavaya gelir diye?'

Merveler'deydik.

Meşhur Merveler artık bekarlığın son demlerindeydi.

Kubilay kurs bahanesiyle üzerimizde deney yapmak isteyince, masraf olmasın diye kabul etmiştik. Halbuki denizde kumdu, Merveler'de para... Kubilay'la iş mi yapılırdı?

'Ahududum, çok geriliyorum bu atışmalarınızdan. Makyajım dağılıyor.' dedi Merve rujunu bozmamak için dişlerini tamamen iki yana doğru açarak.

'Tamam peki, sustum. Kaderimse çekerim bu kokuyu ne yapayım?' diyerek camın kenarına taşıdığım sandalyeye oturdum çaresizce. Nelere katlandı bu yürek, yanık saç dediğiniz nedir ki?

Merve beklediğimizden çok daha fazla heyecanlıydı. Her an bir aksilik olacak da, nişan iptal olacakmış gibi tedirgindi.

'Ege gelmiyor diye mi bu uyuzluk?'

'Sıcaktan bunaldım, içerisi çok havasız ve saatlerdir saç, makyaj, abiye görmekten kusacağım. Uyuzlukla ilgisi yok, o her zamanki halim.' dedim arkamdan yaklaşıp omuzlarıma yaslanan Hazal'a.

Gerçekten de öyleydi. Konuyu aramızda konuşup kapatmıştık. Bu durumdan fazlasıyla memnun olan tek kişi Şerif Reis görünüyordu.

'Ben hazırım, hazır mıyım? Hazırım galiba. Ay! Nasıl olmuşum?'

Merve saatlerdir çivilenip kaldığı sandalyeden kalktı etekleri birbirine dolaşmış halde. Işık etrafa saçtığımız malzemeleri toplarken, Fulden abla elbisenin eteklerini düzeltiyordu.

SONRA SEN GÜLDÜN (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin