89.Bölüm- Hayatın Renkleri

3.9K 533 937
                                    

Merhaba,

Kısa bir bilgilendirme...
Askerlik konusunda, abim ve eşimbey dahil olmak üzere sülalemizin erkeklerinin yemin törenlerine, elimde bayrakla uzak yakın demeden  katılıp ağlamak dışında pek bilgim yok :) ne alaka dediğiniz bir şey olursa ben de bilmiyorum yani. 🤦‍♀️😂

Nurnarin123 geçmiş doğum günün kutlu olsun, mutlu seneler🙏🌸🧡

Uzunca bir bölüm :)
Keyifli okumalar 🧡

🎈

Bazen, ne kadar gereksiz ayrıntıların üzerinde durduğumu farkediyorsunuzdur. İnanın bana, ben de farkediyorum. Elimde olmuyor ve dibine kadar sorguluyorum, haşlanmış tavuk gibi didikliyorum ucundan tuttuğum gibi.

Bazı zamanlarda ise, asıl detaylarını öğrenmem gereken konuları umursamıyorum, boş verip geçiyorum, kapatıyorum hemen kutunun ağzını.

Sanki içini açtığımda gördüklerim, öğrendiklerim hoşuma gitmeyecekmiş gibi geliyor.

Umursamazlık seviyemde eksi yönde bir gelişme olduğunu belirtmek isterim. Eskiye oranla, düşüşte.

Hasta da değildim ama ayaklarımı uzatıp, aman, bana be bundan diyebildiğim günler çok eskide kalmış gibi görünüyordu. Bu durumun iyi mi yoksa kötü mü olduğuna ise henüz karar veremediğime kanaat getirmiştim.

Bir de, sorgulama ve didikleme demişken...

Mesela, kul sıkışmayınca Hızır yetişmezmiş diye düşünüyordum öğleden hemen önce ödevimi bitirdiğim sıralarda. Şimdi aklımı kurcalayan başka bir soru vardı.

Hızır yetişmesi için kul olma şartını sağlıyordum sanırım. Peki nasıl bir kul olmak gerekiyordu ya da kula kulluk edene de hızır yetişiyor muydu?

Bu konuda çok kafa yormuş, bir çıkar yol bulamamıştım.

"Kula kulluk edene yazıklar olsun..." diyerek düşünmeyi bıraktım.

Düşünecek gereksiz konularım bununla sınırlı değildi tabi.

Sarı saçlarının ucunu sarıya boyayan bir adet Merve düşünün şimdi.

Düşündünüz mü?

Ödevimi teslim edip, yüz puanımı kapıp eve dönene kadar, ne ara o saçın ucu boyandı, yıkandı, bir de fön çekildi sorarım size?

'Meri?' diyerek Merve'ye de sordum tabi.

'Efendim Ahududum.'  dedi Merve hiç bir gariplik yokmuş gibi.

'Senin saçın zaten sarı?' dedim, kesinlikle soru cümlesiydi bu benim için, kesinlikle.

'Evet, ama küçücük bir tutam boyadım. Kötü mü olmuş yoksa?' diye sordu hafif bir telaşla.

Mavi yuvarlak gözlerine baktım. Normalde kötü olduğunu söylemek arkadaşlık vazifemdi ama bugün doğum günü olduğu için susmayı tercih ettim.

'Hayır, güzel de... Normal hali de doğal sarıydı.' dedim.

Ekmek arası ekmek yemek gibi...

Ya da pilav üstü pilav...

Hatta, lahmacun arası kebap...

Benzer işler.

'Olsun böyle de güzel oldu bence. Hem boşver, bana yardım et şimdi, bunu mu giysem? Yoksa bunu mu?' diye dolabına döndü yeniden.

Kıyafetleri dolup taşıyordu çoğunu da dolabın yanındaki askılığa asmıştı.

SONRA SEN GÜLDÜN (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin