108. Bölüm - Güneşin Ufka Değdiği Yer

3.8K 477 800
                                    

Merhaba,
Biz geldik :)
Keyifli okumalar 🧡

🎈

8 ay sonra, Haziran

Evleniyorum.

Ben.

Ahu.

Ev almak olan evlenmek değil. Gelin ve damadın olduğu bir evlenmek. Gelin benim. Siz gidin.

Damat, gözümün içine bakıyor.

'Heyecandan öleceğim.'

'Sakin ol şampuan.'

'İlk defa evleniyorum, ellerim titriyor.'

Gülümsedim, boynunda eğri duran kelebek papyona uzanıp düzelttim.

'Ben de idmanlı değilim herhalde. Hem dışarıdaki herkes tanıdık, biz bizeyiz. Her zamanki gibi, en sevdiklerimizle.'

Omzunda duran elimle, olmayan tozu silkelerken doğal olmaya gayret ediyordum. Kendisi yeterince heyecanlıydı.

'En sevdiklerimiz.' diyerek omzumda duran elimi tutup beni kendine çekti ve sıkıca sarıldı.

'Kalbimin atışını duyuyorsun değil mi?' diye sordu sessizce. Sesi şiir gibiydi.

'Duyuyorum. Bu sesi seviyorum.' dedim nemlenen gözlerimi görmediğini fırsat bilerek. Karşılık verdim, kollarımı omuzlarına doladım.

Bir süre bize ayrılan odada, sarılır halde öylece durduk. Üzerimde, dizlerimde biten beyaz bir elbise vardı. Onun açık renk pantolonu ve keten gömleği öyle yakışmıştı ki, geri çekilip uzun uzun bakmak istiyordum baştan ayağa.

Kapı tıklayınca geri çekildik, bana da fırsat doğdu bakma isteğimi gerçekleştirebilmem için.

'Gençler, hazır mısınız? Nikah memuru akşam Barcelona'ya uçacakmış da, acele ediyor biraz.'

Hazal'a tebessümle başımı salladım.

Cevo'nun bir arkadaşına ait olan restoranın bahçesinde olacaktı düğünümüz.

Düğünüm.

Evleniyorum ben.

İnanabiliyor musunuz?

Şaka değil, rüya değil. On sene sonra belki evlenecek olan ben. İşler istediğim gibi gitmeyince, akışına karıştım hayatın. Hayat önüme taşlar koydu, üzerinden atladım. Sarmaşıklar ayağıma dolandı ve bana derslerin en büyüğünü verdi. Kendi silahımla vuruldum. Büyük konuşmamla. Büyük sözlerimle.

Ama ölmedim. Daha değil. Ölmeden önce yapmam gereken bazı şeyler var hala.

'Hazır mısın?' diye sordum yan tarafıma doğru dönüp.

'Senin yanında asla hazır olamayacakmışım gibi geliyor.' diyerek uzattığı elini tuttum.

Sıcak elleri içimi ısıtırken, Hazal önden gidip müziği başlatmaları için haber vermişti.

Güneşin ufka değdiği yer
Oraya git ama yine gel,
Döneceksin diye söz ver.

Kapıdan çıkarken birbirimize bakıp gülümsedik.

Diğer elini kalbine götürüp sakinleşmek için bekledi ve el ele taşlı yolu adımladık ağır ağır.

'Biliyor musun? Boşanmaların en büyük nedeni evlenmek. Kimse evlenmese, boşanmaz. Kökten çözüm yani.' dedim sırıtarak.

'Güldürme şimdi. Hem bizim boşanmamız söz konusu bile değil, biliyorsun.' dedi, güldürme dese de yanakları iki yana doğru yayılmıştı gülmekten.

SONRA SEN GÜLDÜN (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin