Merhabalar,
Bir önceki bölümün devamı değil ama sayılır, o yüzden gündem aynı.
Size KKS'nin görselini de ekledim :D
Keyifli okumalar 🧡
🎈
Yine bildiğiniz gibiydim.
Her zaman olduğum yerdeydim ama bir tek farkla.
Bu sefer karşı taraf kalabalıktı. Üç dört tane jilet gibi giyinmiş avukat ve saçları hâlâ simsiyah olan, ellilerinde olmasına rağmen yüzü botokslu gibi gergin duran adam; Kerem Seyhanlı.
Belma Şahiner'in botoksu bile bu adamınkinden daha azdı yemin ederim.
Bizim karakoldaydık çünkü şikayetçi olan taraf bendim. İstedikleri yerde ifade verebilecek olmalarına rağmen bir ordu insan olarak buraya doluşmuşlardı.
Ne?
Onun yanına mı bırakacağımı sandınız?
Kerem Seyhanlı öfkeliydi, gözünü bana çevirmeden amirle konuşuyordu ama sanki çıkışta beni adamlarına vurdurup boş bir ormana ya da arsaya gömecek olduğu yüzünden belliydi.
Zaten böyleleri değil mi suç işleyip işleyip, üzeri kapatılanlar?
Kerim Kutay, suratıma bakıyordu ara sıra, bakışları nefret doluydu . Bunun da acısını çıkarmak için kendi kendine planlar yapıyordu büyük ihtimalle.
'Memur Bey, ben de çay alabilir miyim?' diye seslendim önümden geçen çay tepsisini görünce.
'Ahu'ya da çay verin oğlum. ' dedi bizim amir.
Kral adam.
Bu sefer işler büyüyecek gibiydi çünkü il emniyet müdürleriyle falan görüştüklerini duymuştum bir süre.
Ben o sırada babamın kulağına gitmemesini diliyordum. Bizim mahalleye çok yakındık, tanıdık biriyle karşılaşmam an meselesiydi.
Mahalle duyarsa, değil küçük Seyhanlı, Seyhanlı ailesinin tamamı sağ çıkamazdı buradan.
Bu işi kan davasına çevirdin Ahu.
Çeviririm.
Biz de düştük ama asfalttan intikam almaya çalışmadık.
Bizi de üzdüler ama sabah kalkıp işe gittik.
Tokat?
Haketmişti.
Bana bubi tuzağı kurmasının karşılığını almıştı.
Hem kimlere kimlere tokat atmıştım ben, hiç biri de sürüklememişti beni.
Sinirle tuttuğu kolumun morarmasından sonra soluğu karakolda almıştım. Önce çayımı içip, komiser ısrar edince de başlamıştım anlatmaya.
'Kerem Bey, bu dediklerinizi bana değil Ahu' ya anlatmanız lazım. Ben görevimi yapıyorum.' dedi bizim amir.
Öfkeli bakışlar bana döndü bu defa.
'Kaç para istiyorsunuz?' dedi Kerem Seyhanlı.
Heh, şöyle...
'Siz kaç vereceksiniz?' dediğimde bana doğru hamle yapan Kerim Kutay'ı tuttu avukatlardan biri.
'Aman beyefendi, işler daha da zor hale gelmesin lütfen.' dediğini duydum.
Ne beyefendi ama. Peh.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SONRA SEN GÜLDÜN (Tamamlandı)
HumorHayat yapbozundaki eksik parçayı arayan Ahu'nun güldüren hikayesi 🐟 Büyüyoruz ve bu umrumuzda değil. 🎈