29.Bölüm - Çeyrek Final * Dünyayı Kurtaracak Olan

6.1K 562 360
                                    


Merhabalar,

Başlığı görünce şaşırmayın çiçeklerim ve diğerleri 🤭 evet dışlıyorum artık gizli gizli okuyup gidenleri 😬

Birinci devre burada sona eriyor. Devam etmek istemeyenler, bunu bir final sayıp burada bırakabilir. Kimisi hiç bitmesin ister, kimisi 30 40 bölümden sonra sıkılmaya başlar, bu da size sunduğum tercih 🤷‍♀️

Sonra vay efendim bu niye böyle, aman efendim bundan sonrası korkunç saçma falan demeyin. Kabul etmem, şimdiden söylüyorum. Olacaklardan ben sorumlu değilim, çünkü ne olacağını bilmiyorum 😂

Bu hikayedeki tek mantıklı şey, mantıklı hiç bir şey olmaması 🙅‍♀️

Ahu daha 20 yaşında, daha büyümenin başında ve yolumuz uzun. Uzun yolculukları sevmeyenlere bu bölümde veda etmek istedim çünkü biz kulaklığını takıp en sevdiği şarkı ile manzara eşliğinde yolculuk yapmayı sevenlerle yola devam edeceğiz :)

Yerinizi ayırdım, cam kenarı 🧡

Kemerlerinizi takın ve bekleyin çiçeklerim, biraz kafamı toplayıp geleceğim.

Biliyorsunuz, çok sürmez😘

🎈

Havaalanında yarım mahalle dolusu insan düşünün. Hepsi sevdiği komşularını uğurlamak için gelmiş, gözler yaşlı tabi.

Melek ve annesi ambulans uçağa binmiş, hemen öncesinde Tolga'yı bizlere emanet etmişti.

Biz onlara el sallarken Dudu teyze büyük valizi andıran, taba rengi çantasını araladı ve içinden bir şişe su çıkarıp dökmeye başladı.

'Su gibi gidip gelsinler inşallah.'

Uçağın ardından su döken Dudu teyzeye güldüm ister istemez.

'Gülme kız.' dedi şişenin dibindeki suyu bana doğru fırlatıp.

'Iska.' dedim kenara çekilirken. Su beni teğet geçip Fuat'ın üzerine sıçradı.

'Ulan!' dedi Fuat etrafa bakınarak. Suyun nereden geldiğini anlamamıştı.

'Hop dedik.' dedi Soner, Fuat'ın omzundan tutup gülerek.

Tolga gözü yaşlı bir halde öylece uçağın gözden kaybolmasını beklerken, sinsice yanına yanaştım.

'Tolga, kimse bana emredemez, neden?' diye sordum.

'Asi olduğundan mı?' dedi Tolga havada süzülen uçağa bakmayı bırakıp.

'Hayır kimse emre demez, çünkü adım emre değil.'

Tolga bir kaç saniye yüzüme baktı anlamak için.

'Oha çok komikti.' dedi gözlerini kocaman açarak.

'Neden gülmüyorsun o zaman?' diye sordum. Onu neşelendirmek istemiştim ve bana gülmediğine göre gerçekten çok üzgün olmalıydı.

'Mutsuz ya da kırgın olduğunda, içi kan ağladığında bile gülebilecek tek kişi sensin. Ben senin gibi yapamam ama söz bu şakayı başka bir zaman yaparsan, güleceğim.' dedi.

Peki.

Gürkan abi arabası ile Tolga, Dudu teyze, annem ve Fulden ablayı almış, kimileri işe giderken, biz de Fuat'ın minibüsüne doluşmuştuk.

Merve abisinin arabasına binmek yerine, bizimle birlikte sıkışmayı tercih etmişti çünkü konuşacağımız hiç bir şeyi kaçırmak istemiyordu.

SONRA SEN GÜLDÜN (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin