36.Bölüm - Kızıl Ötesi

4.5K 476 385
                                    

 
Ahu'nun maceraları, macera kategorisinde 1. sırada 🍀

Teşekkürler 🧡
 

🎈
  
'Gerçekten o gerzek Melih'in basketbol maçını mı izleyeceksiniz?'

Deniz'in asık suratını çekiyordum saatlerdir. İstediği olmayınca yüzünü asan insanlardan nefret ederdim eskiden bu yana.

Diğer insanlara benzemekten korktukça, son zamanlarda ben de bunu yapıyordum farketmeden de olsa.

'Evet. İstemiyorsanız gelmeyin.' dedim ama içimden dua ediyordum gelmeleri için.

'Ona tahammül edemiyorum. İzlerken yüzümü buruşturup, dünya para verdiğim cilt bakımımı hiçe sayamam.'  dedi Deniz.

'Ben gelirim. Basketbol takımında çok yakışıklı çocuklar varmış.'

Neyse ki Yağmur ve Nisan geliyordu da, tek başıma kalmayacaktım.

'Ben de gelirim, bir kaç arkadaşım da var takımda. Hem sizden hayır yok, bakarsınız yengenizle tanışırım.'

Berke'ye döndüm hayretle.

'Aa, yengemizi seçtin tanışması kaldı yani?' dedim.

'Yok işte, önce bulup sonra tanışacağım.'

Olmayan biri üzerinden yaptığımız konuşmayı Deniz böldü yine.

'Gerçekten mi ya?'

'Geliyor musun? Gelmiyor musun?'

Melih'in kene gibi yapıştığı bir kaç günün ardından maça davet etmesi üzerine, başımdan savmak için teklifini kabul etmiştim. Okul maçı yüzünden dersin iptal olmasından dolayı da zaten 2 saatlik bir boşluğumuz vardı.

'Finale kalan ekip, okul adına turnuvalara katılacak. Bu maç kaçmaz.'  dedi Yağmur hevesle. Onun ilgisini daha çok uzun boylu erkekler çekiyordu ammaa, neyse.

Maç saati yaklaşırken, kalkıp spor kompleksine doğru yürüdük hep beraber. Okulun spor için ayırdığı bütçe ile ekonomisi küçük olan ülkelere bağış yapsalar, dünya nüfusundaki açlık oranı yarı yarıya azalırdı tahminimce. Gerçi, Deniz'in günlük para harcama oranı, bizim ülkemizdeki açlık sınırının da üzerindeydi.

Zenginin malı yine benim çenemi yorarken, kendimize önlerden yer kapıp oturduk. Okulumuz gençleri, özellikle de kızlarının bu kadar basketbol sevdalısı olduğunu görünce şaşırmıştım ister istemez.

Onlar basketbol değil, basketbolcu sevdalısı Ahu.

Maçın başlamasına artık dakikalar kalmıştı. İki takım da bizim okulun farklı bölümlerinden oluşuyor ve turnuvada okulu temsil etmek üzere aralarında yarışıyorlardı.

'Hay maşallah.' dedim etrafa göz gezdirirken.

Tövbeler olsun .

'Buraya geliyor.'

Nisan hızlıca kolumu dürterken, Melih'in bize doğru geldiğini gördüm.

'Selam.'  dedi saçlarını karıştırıp. Bizi böyle maaile görünce o da şaşırdı.

'Aleyküm selam.' dedim normal bir vatandaş olarak.

Diğerleri yokmuş gibi benimle konuşmaya çalışmasını gözümden kaçmamıştı.

Daha fazla tepemde dikilip, arka sıradaki diğer insanların görüş açısını bozmaması için kalkıp onunla birlikte kenara çekildim.

'Gelmene sevindim.'

SONRA SEN GÜLDÜN (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin