104. Bölüm - Kaçan Kovalanır

4.2K 505 792
                                    

Merhaba,

Kontrol edemedim (:
Keyifli okumalar 🧡

🎈

1 hafta sonra..

Yapraklar ayaklarımın altında ezilirken, daha yaşayacağım kaç son bahar olduğunu düşündüm.

"Puslu, soğuk hava, dökülen yapraklar. En sevdiğim mevsim, sarı sonbahar. " diyordu önünden geçtiğimiz kafeden dışarı taşan şarkıda.

İlk ya da son, bahar güzeldir. İlki heyecan, sonu hüzün getirir normal insanlara ama ben her halukarda gülecek bir neden bulurum kendime, merak etmeyin. Çünkü normal değilim. Ben, benim işte.

Herkes gibi olmak normal olmaksa, değilim.

'Ahu, annem bu havada parka gitmenin pek mantıklı bir fikir olmadığını söyledi.' dedi İpek. Elini bırakıp başındaki şapkayı düzelttim.

'Annene keşke, bizde mantık ne gezer deseydin.' dedim.

'Onun gibi bir şey söyledim.' dedi İpek. Büyümüş de küçülmüş. Üsttekinin üç katı da yerin altında var, o derece.

'Ne dedin?' diye sordum.

'Ahu'da mantık ne gezerdedim.' dediğinde gülünce, tükürüğüm boğazıma kaçtı.

'Ahu, Ahu.' diyerek zıpladı ve sırtıma vurdu İpek. Boğulup gitmeme ramak kalmıştı.

'Tamam İpek böceğim geçti, dur vurma.'

'Ahu, su iç. Helal olsun. Gülsevim ninem hep böyle söyler.'

'Suyumuz yok İpek, parka girmeden alırız.'

'Bak şurada bir gölcük var. Oradan iç.'

'Kızım inek miyim ben?' dedim yerdeki küçük oyukta biriken suya bakarak.

'Hı?'

Çığlık isteği ve imdat duygusu. Sakinim. Koşarak uzaklaşamam, çocuk emanet. Ben Allah'a emanet, çocuk bana. Sakinim.

İpek ve aşırı anlamsız anlamlı soruları ile birlikte parkın köşesinden dönüş yaptık.

İpek elimi bıraktı ve sabah yağan yağmur yüzünden, boş olan parkın içine doğru koşmaya başladı. Ne enerji ama?

Boşa çıkan izin günümün ilkini değerlendirmek üzere kendime arkadaş bulduğum için mutlu olmuştum ama tam da şuan İpek böceği doğru bir tercih değilmiş gibi geliyordu.

'Buradayız!'

'Gelİreeem.' diyerek el salladım boş bir çardağın altındaki İrem, Fatih, Barış ve Kel Mahmut'a.

Mahmut, ona sürekli Kel Mahmut dediğim için saç ektirmeye karar vermişti bir kaç gün önce. Mamut desem, nesli tükendi diye intihar eder bu Mahmut. Neyse, saç ektirsin de doblosu olan, kel göbekli enişte görünümünden kurtulsun değil mi? Daha yaşı kaç, başı kaç?

Yaşı kaç Ahu?

İpek'in salıncağının arkasına geçip onu bir kaç defa hızlıca sallayıp, İrem'lerin yanına geçtim doğrudan.

'Selam.' dedim, bankın tepesinde, uca doğru oturup.

Burada gençler bankın tepesine oturmayı seviyor, ben de onlara ayak uydurdum. Oturma yeri kirlenmesin diye gazete sermeyi de ihmal etmemişlerdi.

Kel Mahmut'un son vukuatından sonra pek görüşmemiştik, benim okul, Fatih'in öğrencilerinin idmanları başlayınca haftada bir, bazen iki üç haftada bir ancak denk geliyorduk.

SONRA SEN GÜLDÜN (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin