Siz de benim gibi the originals aşağıysanız ve tabi Mikaelsonların, o zaman doğru adrestesiniz. Çünkü burada bol bol serilerimiz ve hayal etlerimiz var. Hadi durmayın ve okumaya başlayın.
Not: Kitabın tüm hakları saklıdır. Kesinlikle kopyalanamaz...
Oy verip yorum yapmayı unutmayın lütfen!!!!! İyi okumalar...
Saat gece üçe geliyordu. Evde ses olsun diye açtığın televizyona kendini veremiyordun. Çünkü dört gündür eve gelmesini beklediğin sevgilin hâlâ daha ortalarda yoktu. Artık seni bıraktığını bile düşünmeye başlamıştın. Ta ki dış kapıdan gelen takırtılara kadar...
Ayağa fırladığında Klaus çoktan kapıyı açmış ve içeri girmişti. Sinirliydin, hem de çok ama yine de koşup boynuna atlamaktan kendini alamamıştın. O da seni sardığında kolları arasında kaybolmuştun.
"Niye ayaktasın bu saatte?"
Sesini duyduğunda ona sinirli olduğunu hatırlayıp sarılmanızı kestin. Belirli bir hasarı da görünmediği için sinirini kusmakta bir sorun görmüyordun.
"Koskoca dört gün Klaus...Eve gelmeni geçtim, ne bir arama ne de bir mesaj bıraktın. Burada kafayı yedim ben! Bunca zaman ne halt yedin?"
Ellerini kavramış parmaklarınla oynarken işin ciddiyetinin farkında değildi.
"Sakin ol, love. Ben de seni özledim."
Ellerini onun ellerinden çekip birkaç adım geri gittin. Sinir ve uykusuzluk vücudunu sarsarken ayakta durmayı başardın. Senin bu tepkin, Klaus'un gülümsemesini anında yok etmişti.
"Mystic Falls'daydım."
Duyduğun şeyle ben biliyordum tarzında dudaklarını büzdün.
"Yani Caroline'nin yanındaydın, anladım."
Klaus, yanına gelmek isteyince elini kaldırıp durmasını sağladın. Bu sefer sesini yükseltme sırasını ona devretmiştin.
"Konuyu yine buraya çekeceğini bildiğim için sana haber vermedim."
"Bu geçerli bir sebep değil. Ayrıca onu hâlâ daha aşamadığının farkındayım, beni bir oyuncak gibi kullanıyorsun."
Şaşkınlıkla ağzı açıldı.
"Sen bunları kafanda kuruyorsun, S/A." (Klaus sen tc erkeği misin kendine gel)
Gecenin üçünde girdiğiniz yüksek sesli tartışmanın komşularınızın hoşuna gitmediği kesindi. Sinir ve üzüntü gözlerini doldururken seni zehirli bir sarmaşık gibi saran sevdiğin adamın başkasını sevmesi düşüncesini kafandan atamıyordun.
"Ne için gittin o zaman?"
Bir süre durup seni izleyen Klaus, durumu nasıl açıklayacağını düşünüyordu.
"Stefan arayıp Caroline için yardım istedi. Bunu Stefan için yaptım, o benim eski dostum biliyorsun."
Kahkaha atıp karnını tuttun. Artık gözünden yaş geliyordu. Kesinlikle iyi değildin.
"Komiksin, Klaus. Caroline için gidiyorsun ama konuyu Stefan'a bağlıyorsun. Etkilendim doğrusu."
Yanına gelip yüzünü avuçları arasına aldığında gülmeyi kesmiştin.
"S/A...Seni seviyorum. Eski meseleler yüzünden kavga etmeye değmez."
Ellerini yüzünden ittirdin. Bu durum Klaus'u boşluğa düşmüş gibi hissettiriyordu, senin de ondan bir farkın yoktu.
"Bu ilişki artık yürümüyor, ben yoruldum. Bana yalan söylemen canımı sıkıyor. İkimiz de kimi sevdiğini biliyoruz. Şimdi lütfen evimden çık ve bir daha da gelme."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
