💮Help Game💮2

425 45 28
                                    

Kol, emin misin kanka?? Gerçekten Davina'yı mı istiyonn??🤔

Oy verip yorum yapmayı unutmayın lütfen!!!
İyi okumalar...

Önünüzdeki kutlama için kıyafet alışverişindeydin. Aslında Davina'yı da çağırmıştın ama gelmek istememişti. Sen de üstüne gitmemiş ve Kol'u çağırma kararı almıştın. O da bu teklifi hiç garipsememişti. Bu kutlamayı uzun zamandır beklediğini biliyordu. Tüm cadılar için olduğu gibi senin için de önemli bir gündü. Çünkü Klaus Mikaelson'ın kontrolünde değildiniz artık.

Kol ile olan mevzuya gelirsek de onunla 1 aydır gizliden gizliye görüşüyordunuz. Birlikte geçirdiğiniz dakikalardan zevk alıyordunuz ikiniz de. Öyle ki bazen Davina hakkında hiç konuşmuyor; sadece eğlenmek için içiyor, derin muhabbetlere dalıyor, iddialara giriyor ve birbirinizle şakalaşıp kafayı buluyordunuz. Fakat onunla olmak sana zevk verdiği kadar acı da veriyordu bir yandan. Kökenle kurduğun bağa alışmıştın ve bir gün Davina ile olduklarında bu bağdan eser kalmayacağına inanıyordun.

Arkandan gelen birinin omzuna kolunu atması ile irkilsen de, bu kişinin beklediğin kişi olduğunu anladığında rahatlamıştın.

"Selam, güzelim! Bunu hiç beğenmedim."

Tuttuğun elbiseyi elinden çekip almış ve askıya geri bırakmıştı.

"Selam! Bence gayet iyiydi bu arada."

Sen hâlâ daha askıdaki elbiseyi savunurken o çoktan tüm mağazayı talan etmiş ve elinde beş parça ile soluğu tekrardan yanında almıştı. Vampir hızı çoğu zaman işe yarıyordu.

"Hadi bunları dene! Senin direttiğinden daha iyiler."

Elbiseleri onun elinden alıp şöyle bir göz gezdirdin. Hepsi iddialı parçalardı. Kol Mikaelson'ın bir başka özelliğini de keşfetmiş bulundun böylece. Oldukça zevkli biriydi.

"Eh, fena gözükmüyorlar!"

"Hadi, çok konuşma da dene hepsini! Eminim çok yakışacaklar."

Seni kabine doğru ittirmesine güldün ve onu daha fazla konuşturmadan kabine girdin. İlk elbisen siyah, mini bir elbiseydi. Kalçanın tam altında bitiyordu ve ister istemez rahatsız hissettiriyordu.

"Ne yapıyorsun yüz saat içeri-"

Yine de elbiseyi senin üzerinde görmesi için kabinden dışarı çıktığında sözcükler adamın boğazına dizilmişti. Seni baştan aşağı süzerken utanmana mani olamadın.

"S/A, bu...Yani bu baya-"

"Ne bu baya?"

"Çok güzelsin, şey yani çok güzel oldu sana."

Adamın afallaması seni güldürmüştü. Utanmanı bir kenara bırakmaya karar vermiştin şimdi. Kabinde verilen topuklu ayakkabı ile birkaç adım ileri gitmiş, koltukta oturmuş seni dikkatle izleyen Kol'a yaklaşmıştın. Yüzündeki oyuncu tavırla etrafında bir tur dönüp tek kaşını havaya kaldırdın.

Az önceki senle şu anki sen arasındaki fark, Kol'un daha çok afallamasına neden oldu.

"O zaman bunu almalı mıyım diyorsun?"

"Hayır! Almamalısın bence!"

Ani çıkışı, seni daha da çok eğlendirdi.

"Neden ki?"

"Bu çok kısa, rahat edemezsin. Hem daha güzelleri var içeride, onları dene."

"Peki madem."

Yüzünde saklayamadığın mutlulukla kabine geri girdiğinde, Kol hâlâ daha senin şokunu atlatamamıştı. Senin güzelliğinin, zekanın ve alımının farkındaydı ilk günden beri. Fakat bugün bunların yanında olan oyuncu tavrın ve elbisenin sendeki duruşu adamı adeta efsunlamıştı. Ona ne yaptığını çok iyi biliyordun ve bu durum, Kol'un da oldukça hoşuna gitmişti.

MİKAELSONLAR İLE HAYAL ET Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin