🤵Siyasi evlilik👰‍♀️

490 44 22
                                    

Uzun bir bölüm sizi bekliyor canlar.

Oy verip yorum yapmayı unutmayın lütfen!!!!!
İyi okumalar...

1000 yıl önce...

"Evlenmek mi? Hem de Mikael'ın oğlu ile mi? Hani şu Viking olan?"

Sana önemli bir şey söyleyeceğim diyip karşına geçmiş annenin söylemleri, gerçek olmaktan uzak gibi gelmişti kulağına. Lakin kadının son derece ciddi duran yüz ifadesinde hiçbir yumuşama olmaması da söylediklerinin gerçekliğini yüzüne vurmaktan çekinmiyordu.

"Evet, evleneceksin. Başka bir çaremiz yok, S/A. Anla bunu, kızım."

Anlamamakta ısrarcıydın.

"Ama anne...Onlar kurtlardan nefret ederler. Biz de onlardan..."

Annen derin bir nefes almış, böylece son kez açıklama yapacağını belli etmişti.

"Bu kararı Esther ile birlikte aldık, tamam mı? Bu düşmanlığın daha fazla sürmesinin kime yararı var? İki taraf da sürekli birbirini öldürüp durursa nasıl huzur içinde yaşarız, ha? Sen, alfanın büyük kızısın ve bu düşmanlığı bitirmek ancak senin şerefine yakışır olabilir. Hem onunla evlenerek güzel de bir yuva kurarsın, fena mı? Yakışıklı olduğuna dair bir sürü duyum aldım, eminim birbirinize çok yakışacaksınız."

Sözlerini bitiren annen elini saçlarında kısa bir süre gezdirip, duyduklarını sindirmen ve de kabullenebilmen için kulübede yalnız bırakmıştı seni. Elini başına yaslayıp, gözlerini kapatarak düşünmeye çalıştın bu sürede. Aklının köşesinden bile geçmeyen evlilik fikrinin bir anda gündemine düşmesi yıkıcıydı senin adına. Özellikle de bütün sürünün nefret ettiği Vikinglerden biriyle evlenecek olma fikri, iliklerine kadar korkmana neden oluyordu. Ailen nasıl o cadının sözüyle seni gözden çıkarmayı kabul etmişti, aklın almıyordu. Kimse senin onların arasında yitip gideceğini düşünmüyor muydu? Sanırım bunu bir tek sen düşünüyordun. Çünkü kız kardeşlerin bile senin yakışıklı Viking ile olacak izdivacına imrenerek bakıyorlardı.

***

Bugün, iki ailenin resmi olarak tanışma -daha doğrusu anlaşma- yemeği vardı. Evleneceğin kişiyi göreceğin bu yemekte, güzel görünmen için sürünün kadınları etrafında pervane olmuşlardı. Mis gibi kokular sürmüşler, saçını salık bırakıp birkaç tutamını örmüşler, yeni dikilen kumaş parçasını da üzerine geçirmişlerdi. Birkaç saat süren bu kargaşa ortamında hissettiğin korku ve öfkenin yanında filizlenen merak ve heyecan, bütün düşüncelerinin alt üst olmasına neden oluyordu.

Sonunda, göl kenarında -iki ailenin de ortada buluştuğu tek yer-  ayarlanan masaya kadar eteklerini tuta yürüdüğün yol bitmiş ve en az seninki kadar kardeşe sahip Mikaelson ailesi görüş açınıza girivermişti. Mikael ve babanın arasındaki soğuk rüzgarı hisseden anneler olaya müdahale edip, gülerek birbirlerine sarılırken bu samimiyetlerine yüzünü buruşturmuştun. Daha sonra da gözlerini evleneceğin kişiyi görmek adına ayakta dikilen Mikaelson kardeşlere çevirmiştin.

İkisi senden küçüktü, onlar Kol ve Henrik olmalıydı. Geriye kalan üçünden gözüne çarpan ilki...İşte o, senin evleneceğin kişi olduğunu haykırır vaziyette, tüm yakışıklılığı ve de gözlerindeki merakla seni izliyordu. Tam da anlatıldığı gibi sarışın, keskin yüz hatlarına sahip, köyünün üçte ikisinde olduğu gibi mavi gözlerini sana dikmekten kaçınmayan çekici biriydi. Onu kendinle kıyaslayıp sana göre fazla iyi bir görünüme sahip olduğunu düşündün. Fakat bunun bir önemi yoktu çünkü asıl olarak kafa yapınız uyuşmayacak ve onunla hiçbir türlü gerçek bir evliliğe sahip olamayacaktınız, tüm düşündüğün buydu.

MİKAELSONLAR İLE HAYAL ET Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin