Bölümü yukarıdaki şarkıdan esinlenerek yazdım. Bu aralar çok dinliyordum.
Bir de üni başladı benim ondan yoğunum bu aralar. Hiç de beklediğim gibi bir ortam değilmiş neyse. Ben fırsatım oldukça buralarda olacağım canlar inşallah.
Oy verip yorum yapmayı unutmayın lütfen!!!!!!!!
İyi okumalar...Kol Mikaelson; kapşonlu sweatshirtünü üzerine geçirmiş, kulaklıklarını takmış ve kendini aceleyle New Orelans sokaklarına atmıştı. İçini kaplayan tuhaf duygudan başka türlü nasıl kurtulacağını bilmiyordu. Kardeşlerine söylese dikkate alınmayacağını çok iyi biliyordu. O yüzden kendini şarkıların huzurlu melodisine bırakmakta karar kılmıştı.
Sokaktaki insanların arasından geçerken şarkının kafasını dağıtmasıydı beklentisi ama yine de aklını kurcalayan o kişiden kopamıyordu. Gece rüyalarını süsleyen, onunla sohbetler eden, saçma sapan şakalar yapan, her defasında ruh eşleri olduğunu dile getiren o kızla sanki kırk yıldır tanışıyormuş gibi bir hissiyat vardı içinde.
Kol, gerçek hayatta olmadığına emin olduğu bir kıza aşık olmuştu ve her şeyin beyninin içinde olup bittiğine inanırken bunun son bulmasını hiç istemiyordu.
Sonunda bir banka oturduğunda arkasına yaslandı usulca ve kafasını kaldırıp üzerinde sabit duran ay ile yoldaşları olan yıldızlara bakındı.
"Oralarda bir yerde olduğuna inanmak istiyorum ama sanırım aya bakıp kendi kendine konuşan aptalın tekiyim."
***
Kol, ailesine zarar veren cadıların izini sürmek için yollara düşmüştü. Freya ve Rebekah'nın üzerinde alçakça bir oyun oynanmıştı. Kız kardeşlerine bunları yapanları bulup abilerinden önce biletlerini kesecekti. Önünde akıllıca bir plan yoktu, pervasızca hareket ediyordu. Her gece konuştuğu kız olsa olsa bunu yaptığı için ona aptal diyebilirdi ama o, bunu yapmamış ve Kol'u desteklemişti. Köken, buna alışık değildi. Bu nedenle hâlâ daha kızın beyninin bir oyunu olduğunu düşünüp duruyordu.
Türkiye'ye ilk defa geliyordu ve bir şekilde kendini savunmasız hissediyordu. Buradaki insanlar ondan korkmalıydı ama o, içinde büyüyen tedirginliğe karşı koyamıyordu. Çare olarak kulaklıklarını taktı yeniden ve elinde bulunan adrese yoğunlaştı. Bu kadar insan içinde kendi dilini bilen birini bulmak, samanlıkta iğne aramak gibiydi.
İlerledi ve sağdaki mekandan yeni çıkmış bir kızı çevirdi yoldan. Kızın gözlerine dikti gözlerini ve şansını deneyip kendi dilinde elindeki adresi sordu. Kızın büyüyüp küçülen göz bebekleri umutlarını artırırken arkasından gelen koku ve hemen ardından kulaklarına dolan tanıdık ince ses dikkatini dağıtmıştı.
"İsterseniz ben yardımcı olayım."
Kol, arkasını dönmeden önce kulaklıklarını çıkardı ve kafasını iki yana salladı hızlıca. Beyni oyun oynamak için yanlış bir zamanı seçmişti. Arkasını döndü, bu sefer de karşısındaki manzara önünde gözlerini kırptı birkaç kez. Gözünden kaçmayan başka bir şey de kızın da en az kendi kadar şaşkın olmasıydı. İkilinin birbirleri karşısında dilleri tutulmuş gibiydi.
"Noluyor, S/A?"
Arkadaşının sana seslenmesiyle bakışlarını karşısındaki tanıdık simadan çekip sorun yok dercesine mimik sergiledin.
"Sen eve geç, akşam konuşuruz biz."
Arkadaşını yanınızdan aceleyle postalarken odağını yeniden Kol'a verdin. Kol'un bakışları kısa zamanda daha da bir yoğunluk kazanmış tıpkı gece buluşmalarınızdaki gibi bir hâle bürünmüştü. Sonunda bir adım atıp incinmenden korkarcasına elini kaldırdı ve yanağına götürdü yavaşça. Adam, elinin altındaki sıcak teni hissedince içini kaplayan heyecan dışarı çıkmakta ısrarcı oluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MİKAELSONLAR İLE HAYAL ET
FanfictionSiz de benim gibi the originals aşağıysanız ve tabi Mikaelsonların, o zaman doğru adrestesiniz. Çünkü burada bol bol serilerimiz ve hayal etlerimiz var. Hadi durmayın ve okumaya başlayın. Not: Kitabın tüm hakları saklıdır. Kesinlikle kopyalanamaz...