👑Düşes🌟

2K 101 41
                                    

Hu huuu bu bir seri alarmıdır.
Sanırım biraz da uzun olacak gibiii ama siz seversiniz diye dert etmiyorum. Hemen yayınlamak istedi canım umarım beğenirsiniz.

Ve de yine eski dönemlere gideceğiz🖤

İtalik yazıların geçmiş dönem olduğunu biliyonuz zaten dememe gerek yok.

Oy verip yorum yapmayı unutmayın lütfen!!! Okunmalarım azaldı ve bu beni üzdü açıkcası.
İyi okumalar...

Mikaelsonlar, yeni ikamet yerlerinde etrafı kolaçan etmekle meşguldüler. Babalarından kaçtıkları için her zamanki tedbirli davranmaya çalışıyorlardı.
Kol ve Finn, hançerli bir şekilde tabuttaydılar. O yüzden Klaus, Elijah ve Rebekah üçlüsü şehrin içinde gezinmekteydiler.

"Şuradaki handa konaklamaya ne dersiniz?"

Elijah'nın bakındığı tarafa döndüklerinde Rebekah bundan memnun olmuştu.

"Bir fıçı biraya ihtiyacım var, bence gayet makûl."

Klaus ise bu mekana burun kıvırmıştı.

"Oraya layık olmadığımızı biliyorsunuz ama karnımızı doyurmak için bana da ideal gibi geldi. Hadi gidelim!"

Üçü birlikte hana girdilerinde ilk başta dost canlısı yabancılar gibi görünmüşlerdi, daha sonra da hep oldukları gibi vampir taraflarını ortaya çıkarmışlardı. Ama handan kaçan hizmetli kızı hesaba katamamışlardı.

Birkaç dakika sonra elinde kazıklar ve mineli silahlarla hanın etrafı çevrilince dışarı çıkıp gelenlere bakmışlardı. Bu, kökenler için eğlence yaratan bir durumdu. Zavallı insanların onlarla başa çıkacağını düşünmeleri fazla acınasıydı.

"Ağır olun bakalım, beyler. Konuşarak halledebiliriz."

Elijah'nın sakin çıkan sesine pek de aldırış etmeyiş istikrarlarını bozmamışlardı. Adamlardan biri, otoriter bir ses tonuyla ona verilen emri bozuk aksanıyla dile getirmek adına öne çıkmıştı.

"Düşes hazretleri sizinle görüşmek istiyor. O yüzden çenenizi kapatıp önümüze düşün."

Adamın dedikleri kardeşlerin bir hayli dikkatini çekmişti. Klaus bir adım öne çıkıp şeytani gülümsemesini yüzüne yerleştirdi.

"O zaman düşes hazretlerini bekletmeyelim."

Hana çok da uzak olmayan koca şatoya yürüyerek ilerlemişlerdi. Adamlar, onları düşesin kabul odasına kadar takip etmişti. İçlerinden biri kapıyı tıklatıp düşesten aldığı gir komutuyla kapıyı sonuna kadar açmıştı. Kardeşler, merakla içeri girdiklerinde iki tahtlı odadaki tahtlardan birinde mükemmel görünümüyle oturan seninle karşılaşmışlardı.

Yüzünde büyük bir gülümsemeyle onların tepkilerini izledin. Senin aksine biraz şaşkındılar. Dört adamın hariç diğerlerinin dışarıda kalmasını, seni Mikaelsonlarla yalnız bırakmalarını istedin ve kusursuz İngilizcenle onları bir kez daha şaşırttın.

"Şehrimize hoş geldiniz demek isterdim ama ortalığı biraz karıştırmışsınız sanırım."

Onlardan ilk etapta bir ses çıkmayınca tahtından kalktın. Kardeşlerden esmer olanıyla kurduğun uzun göz temasını kesip az ötedeki masaya ilerledin.

"Şarabımız güzeldir, içer misiniz?"

Elinle hizmetli kızlara işaret verdin. Emrini ikiletmeden 4 tane kadehe şarapları doldurmaya başladılar. Tekrardan kardeşlere döndüğünde ortada duran, ilk görüşte baskın kişilik olduğunu anladığın sarışın adam artık konuşması gerektiğini anlamıştı.

MİKAELSONLAR İLE HAYAL ET Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin