👣Lost👣2

1.3K 95 23
                                    

Oy verip yorum yapmayı unutmayın lütfen!!!!!!
İyi okumalar...

Her şeyin sona erdiğini fark ettiğinde derin derin nefesler çekmeye başladın içine. Herkesin şaşkın bakışları üzerindeydi. İlk doğan Mikaleson tribidi, muazzam bir güce sahipti. Henüz Hope ile yaşıt olmasına rağmen kızdan daha tecrübeli ve daha güçlüydü. Aynı zamanda da daha karanlıktı.

"S/A, içindeki nefreti almamıza izin ver. Üzerindeki yükü hafifletmemize izin ver, kızım. Lütfen, seni kucaklamıza izin ver."

Caroline, sabırsızlıkla ve beklentiyle sana bakarken Klaus adeta acı çekiyordu. Çünkü seni çok iyi anlıyordu. Kendisi de sorunlu ebeveynleri ile içindeki nefreti körükleyerek büyümüştü. Aynısının senin de yaşadığına şahit olması, bu dünyada isteyeceği son şey bile değildi. Temkinli adımlarıyla sana birkaç adım yaklaştı. Babanın gözlerinde gördüğün o ifade, onu kendinden uzaklaştırmana izin vermiyordu.

"Seni anlıyorum, S/A. Benim üvey babam da beni sevmezdi, annem yani az önce taşa çevirdiğin kadın da beni koruyamazdı. Çocukluğum, hatırlamak istediğim bir dönem olmadı hiçbir zaman. Ben, kızımın bu şartlar altında büyümemesi için bir yemin ettim. Bu yemin senin için de geçerli, kızım. Ne kadar geç kalmış olsam da bunların hepsini telafi etmek için hazırım, bütün ailen hazır."

Klaus, güçlü durmaya çalışan yetişkin bedeninin ardındaki küçük çocuğu tüm çıplaklığıyla senin gözünün önüne seriyordu. Birkaç saniye hiçbir şey demeden adamın gözlerine bakmıştın. Babanın dolan gözlerinden akan yaşları fark ettiğinde sabit tutmaya çalıştığın yüz ifaden sekteye uğramış, kaşların havalanmıştı. Klaus Mikaelson, kızı için savaşmaya hazırdı. Sessizliğini fırsat bilen annen de babanın yanında yerini aldığında iki elini de kalbinin üzerine yerleştirmiş, ona gelmeni bekliyordu. Elijah, Rebekah, Kol ve Freya da dolan gözlerle ortaya çıkması sürpriz olan güzel yeğenlerinin cevabını bekliyorlardı.

Kendini sıkmaya başlamıştın yeniden. Nefes alışverişlerin düzensizleşti. Ellerinden başlayan titreme yavaşça tüm vücudunu ele geçirdi. Bir anda zayıf yanını ortaya çıkarıp tüm ailenin önüne sürmeni sen de dahil kimse beklemiyordu. Yarattığın güç kalkanı ortadan kalkarken Klaus ve Caroline, yere düşmene izin vermemiş ve aynı anda yanına gelip seni kolları arasına almışlardı. Caroline, sana sımsıkı sarılıp gözyaşlarını akıtırken Klaus, kollarından tutmuş seni kendine getirmeye çalışıyordu.

"Ağlayabilirsin, bağırabilirsin, içini dökebilirsin...Sessiz kalma, kızım."

Caroline, kızının kulağına fısıldarken alnına da uzun bir öpücük kondurmuştu.

"Ne yaparsan yap, biz her zaman senin yanında olacağız."

Klaus da yanaklarını avuçları arasına almışken sana her şeyin güzel olacağına dair güvence vermeye çalışıyordu. Rebekah da çoktan ağlamaya başlamış, birkaç adımda yere çöküp boştaki elini tutmuştu. Diğer tarafını da Freya doldururken bir anda kalabalıklaşan ailenle çok uzun zamandır tuttuğun gözyaşların, sen farkında bile olmadan akmaya başlamışlardı. Bir süre sonra hıçkırıkların da duyulmaya başladığında Caroline, seni daha çok kendine çekmiş ve kafanı göğsüne bastırmıştı. Annenin kolları arasında kendini serbest bırakırken hiç bu kadar rahatladığını hissetmemiştin daha önce.

***

Ağlamaktan ve de fazla uyumaktan şişen gözlerini araladın. Normal boyutlardaki sade odada, sana ait olmayan yumuşacık bir yatağın içindeydin. Üzerin boynuna kadar örtüktü. Ağrıyan başını tutup arkanı yatak başlığına yasladığın sırada Caroline'nin sesini duydun. Yanına uzandığını yeni fark ediyordun. Seni yalnız bırakmaya gönlü razı gelmemiş, uyurken seni izleyip kaçırdığı zamanlarına ağlamıştı. Bunu yaparken Klaus da yanındaydı ama aynı şeyleri düşünseler de birbirleriyle hiç konuşmamışlardı. Daha sonra da Klaus, odadan çıkıp anne kızı yalnız bırakmayı uygun görmüştü. Bir kızı daha olduğu gerçeğini sindirmekle uğraşıyordu ilk duyduğu andan beri.

MİKAELSONLAR İLE HAYAL ET Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin