Siz de benim gibi the originals aşağıysanız ve tabi Mikaelsonların, o zaman doğru adrestesiniz. Çünkü burada bol bol serilerimiz ve hayal etlerimiz var. Hadi durmayın ve okumaya başlayın.
Not: Kitabın tüm hakları saklıdır. Kesinlikle kopyalanamaz...
Oy verip yorum yapmayı unutmayın lütfen!!!!!!! İyi okumalar...
"Kraliçem, aşağıdan bir tane şarap kapıp gelsenize!"
Rebekah deli gibi ortada koşuşturan sana bakıp gülümsedi.
"Başına saksı mı düştü kardeşim?"
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Bence şansını fazla zorlama, Bex. S/A'ya her ne olmuşsa hoşuma gitti. Bana ilk defa iltifat etti sonra da geri aldı ama olsun, bir kere etti sonuçta."
Kol'un bir elini Rebekah'nın omzuna atıp sarf ettiği cümlelerden sonra istemeden kahkaha atmıştın.
"Aaa! Gören de size işkence ediyorum sanar."
"Etmiyor musun?"
Elijah da Rebekah'nın diğer tarafında ortaya çıktığında en güvendiğin kalenin yıkılışını izledin. Zaman, oyunculuk zamanıydı.
"Yazıklar olsun, Elijah! Herkesten beklerdim ama senden asla!"
Sesine yüklediğin dramatik ton, diğer abini de yanınıza çekmişti. Tek fark onun senin beline sarılı şekilde olmasıydı. Elindeki tabaklar olmasa sen de çoktan ona sarılmıştın. Yüzüne sıcacık bir gülümseme yayıldı.
"Zaten en çok Klaus'u seviyordum."
Tek kaşı havaya kalkan Elijah alınmış gibi duruyordu. Kravatını düzeltmek için hareketlendiğinde gülmemek için kendini zor tuttun.
"Bence yalan kotanı doldurdun, kardeşim."
"Kıskanma!"
Klaus'un çıkışıyla dayanamamış, Kol ile aynı anda kahkahayı patlatmıştınız. O sırada elinde fırından yeni çıkmış tavukla beraber Freya, mutfaktan çıkmış ve gördüğü manzara karşısında şaşkınlığına engel olamamıştı.
"Benim arkamdan aile kucaklaşması mı yapıyorsunuz?"
Klaus'un kolları arasından sıyrılıp Freya'nın yanına adımladın. Elindeki servis tabağını almadan önce yanağına kocaman bir öpücük kondurdun.
"Sensiz olur mu canım?"
Freya'nın sana gülümsemesinin ardından elindeki tabakla beraber masaya ilerledin, aynı zamanda da bağırdın.
"Rebeee! Şarap, lütfen!"
Göremesen de kadının gözlerini devirdiğine adın kadar emindin.
"Tamaaaammm!"
Aynı senin gibi kelimesini uzatmış ve aşağıdaki zulanıza inmişti. Hope da Freya ile birlikte masaya tabak çanak bırakırken üç tembel abin çoktan masaya kurulmuşlardı bile. Sen de yerine geçtiğinde Rebekah da elindeki yıllanmış şarapla beraber tam zamanında geri dönmüştü.
