Siz de benim gibi the originals aşağıysanız ve tabi Mikaelsonların, o zaman doğru adrestesiniz. Çünkü burada bol bol serilerimiz ve hayal etlerimiz var. Hadi durmayın ve okumaya başlayın.
Not: Kitabın tüm hakları saklıdır. Kesinlikle kopyalanamaz...
Salvatorelar, Klaus ve birtakım entrikalar... (en çok Klaus istenmişti)
Birçoğunuzun Salvatore sister olma isteğinden yola çıkaraktan böylebir bölüm ortaya çıkardım. Hadi bakalım, hemen okumaya geçinnnn🤭
Oy verip yorum yapmayı unutmayın lütfen!!! İyi okumalar...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Bir eşin var, Niklaus. Eşinin sana bahşedeceği güçle tamamen yenilmez olacaksın. Ak meşe kazığı bile seni devirmeye yetmeyecek. Lakin eğer seni istemezse... O zaman da dünyaüzerinden silinip gideceksin, sanki hiç yaşamamışsın gibi."
Duydukları genç adamın yüreğini heyecan ve korkuyla doldurmuştu. Yenilmez olmak...Onun ezelden beridir hayaliydi. Karısı olacak o kişiyibulduğunda, onu bırakmak gibi bir seçeneğe asla izin vermeyecekti.
"Peki onu nasılbulacağım?"
Karşısında oturan, doğuştangörme engelli yaşlı kadın; Klaus'un irkilmesine yol açacakbiçimde sırıttı.
"Sen onu bulmayacaksın, o seni bulacak."
***
"O aptal Salvatore tayfasının amacı ne?"
Rebekah uzun zamandır sormak istediği soruyu, ayakta dikilip pencereden dışarıyı sükunetle izleyen Elijah ve yayıldığı koltukta elindeki kadehi düşünceli bir şekilde yudumlamakta olan Klaus'a yönlendirmişti.
"Sence?"
Klaus, kardeşinin ona anlamsız gelen sorusuna umursamazca bir karşılık vermişti.
"Bizi öldürmenin onlara bir fayda sağlamayacağını henüz bilmiyorlar, Rebekah."
Klaus'a göre Elijah, daha ılımlı yaklaşmak istedi kız kardeşine.
"Neden sadece onları öldürmüyoruz ki?"
"Rebekah, sus artık!"
Klaus, Rebekah'nın sorularıyla yeterince bunalmıştı. Bazen kızı tekrardan tabutuna sokmak için can atıyordu abisi.
"Seninle de hiçbir şey konuşulmuyor!"
Rebekah'nın fısıltıyla Klaus gözlerini devirip ayağa kalktı ve hiçbir şey deme zahmetine bile girmeden evden dışarı attı kendini. İçinde anlam veremediği bir his vardı, ister istemez hem kendini hem de etrafındakileri huzursuz ediyordu bu durum. Bilemediği bu hissi yok da edemiyordu. Daha da canı sıkılıyor, daha da tehlikeli bir hal alıyordu.
