Bölüme başlamadan önce buz pateni takıntımı dile getirmek isterim ama sadece izlemesi güzel. Bir kere gidip kayayım dedim düşmekten götüm ıslandı hep😅 var mı sizin de böyle anınız?
Not: Bu bir mini bölümdür!
Oy verip yorum yapmayı unutmayın lütfen!!!
İyi okumalar...Küçüklüğünden beri çok iyi buz pateni yapardın ama hiçbir zaman bu yönünü ileriye taşımak için fırsatın olmamıştı. Şimdi yine buzun üzerindeydin ama genelde olanın aksine yalnız değildin.
Klaus ile güzel bir ilişkin vardı ve seni Hope ile tanıştırmak için sabırsızlanıyordu. Şu anda ise küçük kızın ellerinden tutmuş, ona kaymayı öğretiyordun. Klaus ise kenarda durmayı tercih etmişti.
"Nasıl gidiyorum, S/A?"
"Çok iyi dengede duruyorsun, Hope. Acayip hızlı öğreniyorsun. İleride çok iyi kayacağından eminim, tatlım."
"Kendim kayabilir miyim?"
"Umm..."
Klaus'a baktın. Küçük kızın düşüp yaralanmasından korkuyordun. Babasının da seninle aynı fikirde olduğu kesindi.
"Başka sefer kendin kayarsın olur mu? Şimdilik beraber kayalım."
Hope pek istemese de kafasını sallayıp seni onaylamıştı. Kızı bir süre sonra kucağına alıp döndürürken kahkahalarının boş alanda yankı yapması hoşuna gitmişti. Klaus'un ikinizi hayranlıkla izlediğini görebiliyordun. Hope'yi yere bıraktın. Kız bir anda elinden kurtulup kendi kaymaya başladığında korksan da çabucak kavramış olduğunu kusursuz kaymasından anlayabiliyordun.
Fırsattan istifade ederek Klaus için birkaç artistik hareketler sergiledin. Beğeni dolu ifadesiyle ellerini çırpıp alkışlamasına ve tezahüratlarıyla ortalığı inletmesine gülmeden edememiştin. Hope'yi unutmuş, sadece seni izleyip amigoluk yapıyordu. Onun şirinliklerine dayanamayıp daha fazla ondan ayrı kalmak istemediğinden, şovunu bitirip adamın yanına ilerledin. Ayağına patenlerini giymişti ama piste çıkmamakta ısrar ediyordu. Ona doğru elini uzattın.
"Hadi gel, Klaus!"
Klaus, kafasını şiddetle iki yana salladı. Az önceki eğlenen halleri toza dumana karışmıştı.
"Asla olmaz!"
Yüz ifadesine gülmemek için kendini zor tuttun.
"Koskoca Klaus Mikaelson buz pateninden korkuyor mu?"
Klaus, anında gözlerini kıstı ve sana meydan okuyan bakışından attı.
"Ben mi korkuyorum? Çok komikmiş. Ben senden daha iyi kaydığımı görüp üzülme diye kabul etmedim."
"Yaa canım tabi öyledir!"
"Hey! Dalga geçmiyorum ben!"
Gülmeden durmak çok zordu. Boş alanda yayılan kıkırdama seslerine Klaus'un itiraz dolu sesleri karışıyor ve Hope'nin de sizi izleyip mutlu olmasını sağlıyordunuz bilmeden.
"Çekil kenara da sana marifetlerimi göstereyim."
Dediğini yapıp kenara çekildin. Klaus, gözündeki korkuya rağmen buz pistine ilk adımlarını atmayı başarmıştı. Elini tutmayı reddediyor, inadından bir türlü vazgeçmiyordu. Seni ve kızını izlerken gördüğü kadarıyla kayma girişimlerinde bulundu birkaç kez ama pek de başarılı olamadı. Kolların göğsünde kavuşmuş halde, gülerek onu izliyordun.
"O kadar güzel kaydın ki kıskançlıktan pisti yedim(!)"
Klaus, sen şimdi bittin bakışları eşliğinde son bir hamle yapmak üzereydi. Fakat daha fazla çırpınmasına göz yumamadın ve adamın elini kavradığın gibi seninle beraber kaymaya onu zorladın. Birkaç kez mızmızlanıp koluna yapışsa da sonunda alışmış ve bu durumdan gerçek anlamda zevk almaya başlamıştı.
"Bak, kayabiliyorum işte!"
"Evet, elimden tutarak, aynı Hope gibi..."
Bu sefer Klaus da gülüyordu.
"Elini tutmayı seviyorum. Yoksa tek de kayardım ya-"
Bir anda adamın elini bıraktığında Klaus neye uğradığını şaşırmış, buzun üzerinde saçma ve komik hareketler sergilemeye başlamıştı düşmemek için. Hope da babasıyla dalga geçiyordu şu an.
Klaus'un düşeceğini anlamıştın ama düşerken seni de beraberinde yere sereceği aklının ucundan bile geçmemişti. Onun aksine göğsü üzerine düşüp, yumuşak bir iniş yapmış olsan da o senden daha rahat duruyordu. Normal bir insan bu düşüşün acısını kolay kolay atlatamazdı.
"Hain, elimi bıraktın!"
"Sen istedin!"
"Elini tutmayı seviyorum dedim."
"Ben de seviyorum ama kayabilirim dedin."
"Kayamıyorum ki!"
"Hadi yaa, öyle miymiş(?)"
"S/A!!"
Boş salonda yankılanan seslerinize bir de küçük kızın kahkahaları karışıyor, hepinizin mutlulukla sırıtmasını sağlıyordu. Klaus, yüzüne gelen saçları itip seni öptüğünde hızlıca ona karşılık verdin. Kısa ama aşk kokan zamanınızın ardından buzun üzerinden kalkmıştınız. Bu sefer elini bırakmaman için elini daha sıkı tutmuştu.
"Beraber yapalım."
İnadı bir kenara bırakıp, usul usul istemişti senden beraber kaymayı. Bu tatlılığı nasıl kırabilirdin ki?
Nasıldı??? (Devamı yoktur!)
Bu aslında yoktu, öyle bir içimden geldi hdhdhdhdhd
Bu arada Spinning Out izleyin, izlettirin✍
Bir sonraki bölüm için beklemede kalın ve diğer kitaplarıma da göz atmayı unutmayın lütfen!!!
Sizi seviyore⛸
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MİKAELSONLAR İLE HAYAL ET
FanfictionSiz de benim gibi the originals aşağıysanız ve tabi Mikaelsonların, o zaman doğru adrestesiniz. Çünkü burada bol bol serilerimiz ve hayal etlerimiz var. Hadi durmayın ve okumaya başlayın. Not: Kitabın tüm hakları saklıdır. Kesinlikle kopyalanamaz...