Geldimmmmmm😇
Oy verip yorum yapmayı unutmayın lütfen!!!!
İyi okumalar...Gerginlikle geçen yemeğin ardından Klaus ile Salvatore malikanesinden ayrılmıştınız. Konuşmanız gerekenler her geçen dakika artarken yalnız kalmayı istemiştiniz. Bu yüzden de saat kulesinin tepesindeydiniz şimdi. İşler istediğin gibi gitmezse onu oradan aşağı atmayı planlıyordun.
"Kurt genin de beni ilk görüşünden sonra mı aktifleşti?"
Anladığını anlamıştı, o yüzden şaşırmadı. Düz bir ifadeyle kafasını aşağı yukarı salladı.
"O günün akşamı oldu her şey. Sen evime geldiğinde ben gerçekten de bir melezdim."
"Kimseyi feda etmene gerek kalmadan bu işi çözmene sevindim. Elini boşa kana bulamana mani olmuş oldum. Eh, biraz da kullanıldım sanırım!"
Klaus, sondaki kırgın ses tonundan hoşlanmamıştı. Ona gönül koyman Klaus'u kahrederdi.
"Amacım asla bu olmadı. Sen kendini bu evli olma işine alıştırına kadar sana açıklamaya niyetim yoktu, kabul ediyorum bunu. Ama düşünsene sana ilk başta bunları anlattığımı..."
"Seni bırakıp gitmemden korktun, Klaus. Anlıyorum ama böyle bir konuda bana yalan söylemen de beni seni yanında tutmak için yanlış bir yoldu. Tek gayesi kendini daha güçlü bir versiyona çevirmek olan adamın, karısıyla tanıştıktan sonra bundan vazgeçmesinin nedenini anlamayacağımı düşünmen de hataydı."
(Bihter Ziyagil mübarek)Düşündüğünden daha zeki olduğunu biliyordu, Klaus. Zaten sana hayran olmasının baş sebebi buydu.
"Sen de güç ve ölüm arasında bir çizgide kalsan kolayca yalana başvururdun, love."
"Ölüm mü?"
Şaşkınlıkla ve biraz da bağırarak sorduğun soruyla gözlerin kocaman olmuşlardı. Her dakika yeni şeyler duymaktan ötürü isyan etmek üzereydin.
"Anlatmadığım diğer kısım burasıydı. Eşin seni kabul ederse güç senin olurdu, eşin seni redderse de karanlığa merhaba derdin. Eğer beni istemezsen öleceğim, S/A ve ben ölmek istemiyorum."
Sindirmen gereken yeni bilgilerin ağırlığı altında eziliyordun şimdi. Karşında ölmek istemiyorum derken duran kişi 1000 yaşındaki bir melez miydi, yoksa küçük bir çocuk muydu? Korktuğunu titreyen gözbebeklerinden, üşüyen ellerinden rahatça anlayabiliyordun.
Kendini onun yerine koyduğunda aynı şeyleri yapacak olduğunun da farkındaydın hatta belki daha kötülerini yapardın, çünkü sende de birazcık Damon Salvatore bencilliği mevcuttu. O yüzden Klaus'un beklemediği bir hamle yaptın ve kırmızı halkanızı taşıyan elini tutup güven verircesine sıktın.
"Ben de ölmeni istemiyorum, Klaus. Tüm kasabanın aksine ben sana karşı kötü bir his beslemiyorum. Seni yeni yeni tanımaya başlamışken ölmen hiç de işime gelmez doğrusu."
Sözlerin, Klaus'un yüzünde sıcak bir gülümseme doğurdu. Değer gördüğünü hissetti melez tüm iliklerine kadar.
"Kendi ailem bile -ne kadar beni sevdiklerini iddia etseler de- yok olmamı en az iki üç kez dilemişlerdir. Ölmemi istemeyen tek kişi sensin."
"Henüz ölmeni gerektirecek bir şey yapmadın."
Aradaki kasvetli havayı dağıtmak için şakayla karışık konuşmuştun. Klaus da bu çabanın hakkını verip seninle beraber gülmüştü.
"Seninkiler biliyor sanırım."
Elijah ve Rebekah'yı kastederek sorduğun soruyu, kafasını sallayarak onayladı. Konuyu değiştirmenle aranızdaki buzları erittiğinizi düşünmek onu rahatlatmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MİKAELSONLAR İLE HAYAL ET
FanfictionSiz de benim gibi the originals aşağıysanız ve tabi Mikaelsonların, o zaman doğru adrestesiniz. Çünkü burada bol bol serilerimiz ve hayal etlerimiz var. Hadi durmayın ve okumaya başlayın. Not: Kitabın tüm hakları saklıdır. Kesinlikle kopyalanamaz...