Siz de benim gibi the originals aşağıysanız ve tabi Mikaelsonların, o zaman doğru adrestesiniz. Çünkü burada bol bol serilerimiz ve hayal etlerimiz var. Hadi durmayın ve okumaya başlayın.
Not: Kitabın tüm hakları saklıdır. Kesinlikle kopyalanamaz...
Yazar ders çalışmakla meşguldü, sorry bebeklerim:(
Oy verip yorum yapmayı unutmayın lütfen!!!!! İyi okumalar...
Jackson ile birlikte hazırladığınız kahvaltı masasını gördükçe iştahın açılmıştı. Evliliğiniz ikinci haftasıydı ve birlikte aynı kulübeyi paylaşıyordunuz. Anlaştığınız üzere farklı yataklarda yatıyor, eski dostane ilişkinize devam ediyordunuz. Evliliğiniz sahte de olsa Jackson ile yaşamaktan mutluydun. Nazikti, komikti, sana değer veriyordu ve de en önemlisi ev işlerinin çoğunu ona yaptırıyordun. (Bad bitch gülüşü)
"Portakal suyu mu, kahve mi?"
Jackson'ın sorduğu soruya portakal suyu cevabını verip tavadaki omleti tabaklarınıza bölüştürdün. O sırada Jackson da iki büyük bardağa portakal suyu doldurup masaya bıraktı. Kocanı beklemeden omletinden büyük bir parçayı midene gönderdin. Tadı çok güzeldi.
"Sen bu işi biliyorsun."
Jackson, aldığı iltifat karşısında gerinip sana göz kırptı.
"Bizim de kendimize göre var hünerlerimiz."
Kahvaltınızı bitimine az kala sohbetinizin de tam ortasındayken çalan kapıyla ayağa kalkmıştın. Ağzındaki ekmek parçasıyla boğuşurken kapıyı açtın. Kapıda karşılaştığın Hayley ile gözlerini devirip lokmanı mideye gönderdin.
Hayley'i görüp yanınıza gelen Jackson, bir kolunu senin omzuna atmış ve sana arka çıkmıştı. Yine de gözlerindeki Hayley aşkını saklayamıyordu. İkinci bir defa göz devirmemek için kendini tuttun.
"Acil durum! Biri Dahlia'ya yardım ediyor."
Jackson ile aynı anda birbirinize baktığınızda ciddileşmiştiniz. Gerilen ortamda Hayley'i hemen içeri aldın. Kadının gözleri bir süre kahvaltı masasında gezinse de bu işlemi kısa sürmüştü.
"Onunla buluşmam için beni depoya çağırdı. Klaus ile gidemem; onun radarındaki isim, sadece Dahlia. Elijah ise Hope'yi Rebekah'ya teslim etmeye gitti. Haberi yok. Yani sürüden birilerine ihtiyacım var."
Klaus...Onu iki haftadır görmemiştin.
"Gerek yok, ben gelirim seninle."
Jackson'ın ortaya atılmasıyla daha çok gerildiğini hissettin. İçini anlamsız bir huzursuzluk kapladı.
"Bu iyi bir fikir değil. Oraya gitmeseniz daha iyi. Bana tuzakmış gibi göründü."
"Ne yapmamızı istersin?"
Hayley'nin merak ve endişe içeren sorusuyla Jackson, senden önce davrandı.
"Gidip bir göz atmaktan zarar gelmez, dişi alfa. Merak etme, akşam yemeğine yetişirim. İstersen pizza alırım hatta. Dün canım çekti demiştin."
Sıkıntılı bir nefes verip gülümsedin ve Jackson'a sarıldın sıkıca. Ayrıldığınızda ikiliye bakarak konuştun.
"İyi, dikkatli olun o zaman. İkiniz de..."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
