I could be better bf than him...

1.4K 67 13
                                    

Bebeklerim, sizi çok beklettim biliyorum ama inanın hem okul hem de bir türlü gelmeyen yazma isteği beni çıkmaza sokup duruyor. Çok özür dilerim gerçekten🥺

Ve Lost serisinde tıkandığım için size bu bölümle geldim. Umarım beğenirsiniz...

Oy verip yorum yapmayı unutmayın lütfen!!!!!
İyi okumalar...

Saat akşamın onunu gösterirken lisenin şaşalı partilerinden birindeydin. Son senenizdi ve Caroline eğlenmeniz için elinden geleni yapmıştı. Ortada dans eden bedenlerin arasından verdiğin binbir türlü mücadele sonucunda kurtulup daha tenha bölüme geçmeyi başarmıştın. Üzerinde senin için dikildiğine inandığın elbiseyle beraber içeceklerin olduğu standa ilerledin, aynı zamanda da etrafına bakınarak erkek arkadaşını görmeyi umut ettin.

Tyler Lockwood, kendisiyle yaptığın kavgadan sonra ve de senin haklı olduğunu bile bile bir hafta boyunca seninle iletişime geçme zahmetine girmemişti. Hep böyle yapardı, kaçardı. Durum böyle olunca da artık seni sevmediğine dair içinde oluşan şüphe, şüphe olmaktan çıkmaya başlamıştı. Nereden bakarsan bak, sizinki son derece toksik bir ilişkiydi. Kesilip atılması gereken bir organ gibi...

Standın başına geldiğinde elin kolaların olduğu bölüme uzanırken zarif bir el, senden hızlı davranmış ve boştaki eline alkollü olduğuna emin olduğun kırmızı plastik bardağı sıkıştırmıştı. İtiraz etmeden bardağı tutmuş, sonra da omzuna çarpan solukların sahibine dönmüştün. Birkaç haftadır sizin okulda normal bir lise hayatı sürmeye çalışan Rebekah Mikaelson, yüzündeki gülümsemeyle birlikte seni izliyordu. Ona karşı olan hayranlığını gizlemeden kadını süzmeyi denedin sen de. Sade bir bluzla yaptığı etek kombini, onu nefes kesici göstermenin yanında seninle de aynı yaştaymış havası veriyordu. Gelir gelmez tüm okulun odağını üzerinde toplamasına şaşmamalıydı.

"Teşekkürler."

Elindeki bardağı hafifçe kaldırıp teşekkür etmene pek aldırmadı. Arkadaşlarının yanına gitmek için hareketlendiğinde ise bileğine sarılan sıcak eli, seni şaşırtmıştı.

"Neden biraz daha kalmıyorsun?"

Gözlerindeki isteği fark ettiğinde ona uyum sağlamak istedin. Kalçanı hafifçe yanında duran standa yaslayıp gülümsedin.

"Partileri sevdiğini bilmiyordum."

Her hareketini pürdikkat izlerken söylediğin şeyle sesli bir nefesi dışarı verdi.

"Gelmek için bir sebebim vardı ve...senin de bu ortamları sevmediğini biliyorum."

Sebebini merak etsen de üstünde durmamayı tercih edip son cümleye odaklandın. O sırada Rebekah da senin yaptığın gibi standa yaslanmış, omuzlarınızın birbirine sürtünmesine yol açmıştı. Bardağı tuttuğun elinle kalabalığın ortasında dans eden Caroline'yi gösterip gülerek konuştun.

"Kimse ona hayır diyemez."

Dediğinin ardından Rebekah'nın dudakları hafifçe aralandı ve dili alt dudağının üzerinde gezinmeye başladı. Bu hareketi, istemsizce yaptığını anladığın sırada gözleriniz buluştu ve tek kaşın havalandı. Havada kıskançlık seziyordun. Bedenleriniz hiç olmadığı kadar yakınken kadından yayılan sıcaklığı kendi teninde hissedebiliyordun.

"Tyler ile ayrıldınız mı?"

Pat diye sorduğu soruyla afalladın. Birkaç dakikalığına da olsa Tyler'ı unutmak iyi gelmişti.

MİKAELSONLAR İLE HAYAL ET Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin