🖇Üniversite🖇3

736 71 25
                                    

Bebeklerim, beklettiğim için özür dilerim. İl dışına, İstanbul'a gitmek durumunda kaldım ve o süre içerisinde yazma fırsatım olmadı. Gecikme için tekrardan özür diliyorum. Hızlı yazmaya çalıştığım için sıkıntılar olmuş olabilir. Umarım bölümü beğenirsiniz🥲

Oy verip yorum yapmayı unutmayın lütfen!!!!!
İyi okumalar...

Elinde tuttuğun morla pembe arası bitkinin üzerine hiç düşünmeden yeni kaynattığın suyu döktün ve desenli kupanla birlikte çalışma masanın başına geçtin. Sıcak çaydan aldığın minik yudumla tadını beğenmiş, mine çiçeğini amacı haricinde bir kez daha sevmiştin.

Kol'un seni telkin ettiği gece, uzun bir araştırma yapmış ve sabahına kendine bu bitkiden sipariş etmiştin. Denilene göre vampirlerin telkininden ancak böyle kurtulabilirdiniz ki haklıydılar. Çünkü Kol'un senin üzerinde kurduğu sakinleştirici etki, çayı içer içmez yok olmuştu. Fakat anlamadığın şey, nasıl telkin edildiğinin farkında olmuştun? Bu soru, uzun bir süre cevapsız kalacakmış gibi görünüyordu. Şimdi yapman gereken daha önemli bir şey vardı:

Mine çayını içmeyi bitirdikten sonra iki gündür göremediğin yüce vampir Kol Mikaelson'ın iki katlı villasındaki şaşalı partiye hazırlanmak.

Ve küçük bir not daha, ilk defa onun partisine -yani evine- gidecektin. Heyecanlanmamak elde değildi.

***

Kendini aynadan bir iki kez kontrol ettikten sonra villanın yolunu bulabilmiştin sonunda. Her zamanki gibi spor giyinmiştin. Siyah, askılı, mini sayılan elbisen ve altına geçirdiğin converse ayakkabıların ile üzerine bir de ne olur ne olmaz diye deri bir ceket almıştın. Bu halinle Mikaelson partisinden çok arkadaşlarınla kafeye gidecek gibi duruyordun. Öyle ki iki katlı villanın önüne geldiğinde senin on katı süslenmiş kızları görünce yerini yadırgamadan edememiştin.

Dışı tamamen beyaza boyalı villanın içine, üzerindeki bakışlara aldırmadan giriş yaptın ve gözlerin, senden bağımsız bir şekilde insandan geçilmeyen uzun koridorda gezindi. Arkandan gelenler geçmek için seni ittirmeye başladıklarında daha fazla girişte oyalanmayı kesip ilerlemeye başladın. Her adımında sesin kaynağına indiğin için müziğin desibeli artıyor, buna eş zamanlı olarak üzerindeki bakışlar daha rahatsız edici bir hal alıyordu.

Kızıl, seni bütün okula sevgilisini elinden alan bir sürtük diye tanıttığı için mi yoksa gözde yakışıklı Kol Mikaelson'ın vazgeçemediği "o kız" olduğun için miydi bu bakışlar? Sana göre ikisi de aynı yere çıkıyordu, yakın arkadaşına göreyse cevabı kabak gibi ortadaydı. Bu arada yakın arkadaş demişken hanımefendi partiye senden önce sevgilisiyle geldiği için onu kendin bulmak zorundaydın bu kalabalığın içinde.

Ayaklarının götürdüğü devasa salon karşıladı seni ilk önce. Evin dışına tezat olarak iç kısım yoğunlukla siyah ve gri tonlarındaydı. Araya serpiştirilmiş kırmızı dekorlar da hiç sırıtmadan yakışıklının benliğini yansıtıyordu, adamın zevkini takdir etmiştin.

Salonu incelemeyi bitirir bitirmez birinin arkandan gelip, beline sarılmasıyla düşüncelerin dağıldı. Burnuna dolan tanıdık koku ve seni korkuttuğu için memnun bir kahkaha sesi, yakın arkadaşının geldiğinin habercisiydi. Arkandan çıkıp seni kendine çekti ve sanki yıllardır görüşmüyormuşsunuz gibi sana sarıldı. Bir an için boğulduğunu hissederken kollarını senden çekmesi ile rahat bir nefes aldın.

"Ooo...Kıçını dersten kaldıramayan S/A hanım, sonunda gece hayatına teşrif edebildiler."

Arkadaşının şakasına gözlerini devirdin. Suratına vuran nefesi alkol kokuyordu.

MİKAELSONLAR İLE HAYAL ET Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin