🖇Üniversite🖇2

846 79 33
                                    

Kol'un bu versiyonu beni bir tık heyecanlandırdı dostlar😱😳

Oy verip yorum yapmayı unutmayın lütfen!!!!!!!
İyi okumalar...

O günden sonraki 2 hafta boyunca Kol; sürekli seni izlemiş, seninle aynı ortamda bulunmaya çalışmış, konuşma açmak için çabalamış ama bunların çoğunda başarısız olmuştu. Bu durumun oluşmasında hem senin ortamlardan kaçma girişimlerinin hem de onu meşgul eden olayların büyük bir payı vardı.

Onun kötü şöhreti onunla bir bağ kurmanı engelliyordu. Çünkü sen, öylesine birileriyle takılmayı saçma bulan biriydin. Yaşadığın şeylerin gerçek ve güzel olmasını dilerdin. Haftalardır peşini bırakmayan Kol, bunlardan oldukça uzak bir yerdeydi senin için.

***

Kantinde oturmuş, yakın arkadaşınla kahve içerken masanızın önünden geçen kızıl ile göz göze geldiniz. Sana attığı nefret bakışları, üzerinde hiçbir tesir bırakmasa da boynundaki -yeni olduğu belli olan- yara izleri bir o kadar dikkatini çekmişti. Onun boynuna baktığını fark eden kız, şalıyla kırmızılıklarının üzerini örtüp hızla kantini terk ettiğinde içini merak ve korku karışımı bir duygu kaplamıştı. Çünkü aklına, Kol'un ceza ile ilgili söylediği kelimeler doluşmuştu.

Arkadaşına tuvalete gideceğini söyleyip aniden kızılın peşine takıldığında şansına o da yalanına uyum sağlayarak önden tuvalete girmişti. Aynanın karşısında şalıyla uğraşırken seni gördüğünde hemen bu eyleme bir son verdi. Kolları göğsünde kavuşmuş, meydan okuyan bakışları seni bulmuştu anında. Gözlerinde sana karşı saf bir nefret vardı.

"Ne var? Niye öyle bakıyorsun? Sevgilimi elimden aldın yetmedi mi?"

Gözlerin şala kayarken kızılın dediklerini umursamamaya çalıştın.

"Boynuna noldu? Kötü yaralanmışsın."

Eli refleks olarak boynuna gittiğinde gözlerinin artık boş baktığını fark ettin.

"Bilmem, hatırlamıyorum. Önemli bir şey olsa Kol söylerdi."

Kaşların çatılmıştı. Hızla kızın yanına gidip şalı aşağı çektiğinde ısırıkla dolu boynu gozler önüne serilmişti. Gördüklerin seslice yutkunmana sebep olurken kızıl, korkuyla şalı senden geri almış ve boynuna geri sarmıştı. Lavabodan çıkmadan önce de seni sertçe ittirip yüksek sesle haykırmıştı.

"Bir daha bana dokunma, sürtük!"

Seni ittiği için sırtın duvara çarpmıştı ama bunu düşünemeyecek kadar şaşkın ve adrenalinle doluydun. Bu işin içinde Kol'un olduğu fikri beynini bir kanser gibi sarmıştı. Aynı şekilde bu adamın kafayı sana taktığını bilmek ise korkman için yeterliydi. Nasıl bir durumun içine girdiğin hakkında en ufak bir fikrin yoktu.

Ellerini yüzünü yıkayıp derin nefesleri içine çektikten sonra tuvaletten çıkmak için kapıyı açtın. Karşında gülümseyen Kol'u görmenle anında yerinde sıçraman bir olmuştu. Kalp atışların tavan yaparken çareyi bir iki adım geri gitmekte buldun. Korktuğunu gören Mikaelson ise endişeyle elini omzuna koymuş ve açtığın mesafeyi kapatıp seni yavaşça dışarıya çekmişti.

"Hey! İyi misin?"

Kafanı iyiyim manasında salladın ama hızlı kalp ritimlerinde bir değişiklik olmaması, sık nefes alışverişlerin ve açıkça işin içinde başka bir şey olduğunu hisseden Kol sana inanmamıştı.

"Benden korkuyorsun?"

Yaşadığın şeyi dile getirmesi seni bir nebze şaşırtsa da inkar yoluna gittin. Salağa yatmak, şu an için bulabildiğin tek çözümdü.

MİKAELSONLAR İLE HAYAL ET Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin