Selamlar. Nasılsınız?
Ben çok yoğunum. Hafta boyu hep bir yerlerdeydim. Yazmaya ancak vakit bulabildim.
Beğeneceğinz bir bölüm diyebilirim ama bakalım. Uzun da oldu.
Bu bölümün ithafı duyguakyuzz'e gidiyor. Umarım beğenirsin canım <3
İthaf isteyenler söyleyebilir.
Beğeni ve yorumlarınızı bekliyorum.
Keyifli Okumalar! :)
°Zeynep°
Telefonuma art arda gelen mesaj sesleriyle gözlerimi açtım. Ah, başım çatlıyordu. Sanki yatalı yarım saat olmuş gibi hissediyordum.
Komodinin üzerinde el yordamıyla aradağım telefonu bulup açtım. Rüzgâr ve Berra'dan sayısız mesaj vardı. Ve hâlâ gelmeye de devam ediyordu. Ne biçim arkadaşlarım varsa! Açmadıysam meşgul olduğumu anlamaları gerekirdi ama nerede?
Sıkıntıyla oflayıp, yatakta doğruldum.
Üzerime bir şey örtmemiştim ve gecenin soğuğunda boynum tutulmuştu. Bu sırada elbisemi de çıkarmadığımı farkettim.
Ellerimi boynumda ağrıyan yere bastırarak önce Rüzgâr'ı aradım. İlk çalışta açtı.
"Zeynep, acil konuşmamız gerek!"
Selamsız sabahsız bir giriş! Mükemmel!
"Ne oldu?"
Sesinin gerçekten de endişeli çıkmasına bir anlam veremedim. Genelde benimle konuşmaktan da hep kaçınırdı, bu sefer ne olmuştu?
"Beraber kahvaltı yapalım mı?"
Görmeyeceğini bile bile gözlerimi devirdim.
"Ah, Rüzgâr benim kahvaltı yapmadığımı bilmiyor musun?"
"Tamam sadece kahve içersin."
Derin bir iç çekip yataktan çıktım.
"Tamam, her zamanki kafede. Yarım saate orada olurum."
"Görüşürüz."
Birbirine dolanmış şaçlarımı ayırmaya çalışırken vakit kaybetmeden Berra'yı aradım.
"Zeynep?"
"Ne oldu canım, ara beni gibisinden mesajlar atmışsın?"
"Ah, Zeynep acil konuşmaya ihtiyacım var ama aksi gibi bugün bir kulüpte şarkı söyleme teklifi aldım. Biraz ona çalışacağım. Gece sana gelsem olur mu? Ha bu arada, Yağmur evde mi?"
"Hayır ya da bilmiyorum. Bir geliyor bir gidiyor. Çözemedim onu."
"Neyse tamam benim çalışmam lazım. Sonra konuşuruz canım. Teşekkürler."
"Bir şey değil. Başarılar sana. Kolay gelsin."
Yeniden kapattığım telefonu yatağa fırlatarak banyoya girdim. Sıcak bir duş iyi olurdu.
°•°
"Ne yapabilirim peki?"
Yarım saattir aynı hikayeyi yüz kere dinlemiş olmaktan sıkılmıştım.
Soğuyan kahvemden gözlerimi çekip Rüzgâr'a baktım.
Bana dün gece Berra'yla yaşadıklarının neredeyse tamamını anlatmıştı. Ah, bu adam iflah olmazdı. Bunda gizlilik denen bir kavram yoktu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dengesiz [ZeyKer]
FanfictionArabanın kaputuna yaslanmak için adımımı attığımda karanlık ve boş sokakta yankılanan sesleri duydum. "Sen kimsin lan? Ha kimsin söyle! Ne hakla bana böyle şeyler dersin?" Yönümü değiştirip kapının kolunu tuttum ama açmadım. İçimdeki dürtü beni...