/ 97. Bölüm /

7.9K 305 89
                                    

Selam Bebeklerim.

Saat geç olmuş, yarın erken kalkacaklar uyumuş olabilir ama ben bugün tatil diye yine de bölümü atayım dedim. Nasıl oldu ama hiçbir fikrim yok. 

Savaşıp da seviştikleri bir bölüm oldu cidden ama aralarındaki her şeyi de çözmeden daha fazlasını da yapamazdım.

Okul temposuyla bölümler aksayabilir. Kendinizi alıştırın. <3

Hadi bakalım.

Keyifli Okumalar! :)

Kerem ona garip bir ifadeyle bakarken, hâlâ eğik pozisyonda olduklarını fark edince omuzlarına asılarak doğrulmak istediğini belirtti. İsteğini anlamış gibi onu hızla kaldırdı Kerem. Soğuk hava artık onu üşütüyordu. Tabii resmen çıplak bir halde duruyor sayılırdı. Kıştalardı daha ne?

"Zeynep?"

"Kerem?"

Zeynep, ondan bir açıklama beklediğini elbette biliyordu. Saldım çayıra, Mevlâm kayıra diyerek mevzuya bodoslama daldı. Paniklemişti ve Kerem'e karşı savunma mekanizması yine devredeydi.

"Ee sen tamamiyle yanlış anladın canım."

"Neyi?"

"İşte gördüklerini."

Kerem kaşlarını çattı.

"Ben bir şey gö-"

"Kesinlikle yanlış anladın. Ben aslında orada tatlı kızla(!) kısa bir sohbet ediyordum. Mâlum bendeki meslek aşkı. Kızın bir derdi varmış, başladı ağlamaya. Yavrum, diyorum, ağlama sakin ol, her şey geçer, yok beni dinlemedi. Bende tabii bedavadan bir seans yapayım da hayır edeyim diye düşündüm. Sonra kız anlattı filan. En son susmak bilmeyince, ben de üşüdüm haliyle, yerimde hareket edeyim de ısınayım diye düşündüm. Öyle tepinirken de kaydım. Evet tüm olay bu. Ne bir eksik, ne bir fazla. Yani kesinlikle kızı dövmüyordum. Ben kim insan dövmek kim? Yani sen bir şeyler gördüysen sarhoş olduğundandır. Onun kıçına tekmeyi basmıyordum da! Nereden çıkarıyorsun böyle şeyleri?"

Kerem'in sesi oldukça şaşkın ve günün getirdiği yorgunlukla fazlasıyla pürüzlüydü.

"Ne? Sen kızı mı dövüyordun?"

"Hayır dedim ya Kere- Ne? Sen beni görmedin mi?"

"Hayır Zeynep? Dışarı çıktım seni görünce de hemen seslendim zaten."

Gerçekten de öyle yapmıştı. Artık evine gitmek istiyordu ve sigarasını içtikten sonra biraz önce oturdukları yerde Zeynep'i göremeyince endişelenmiş, Can lavaboların oraya giderken kendisi koşarak dışarı çıkmıştı.

"Ciddi misin? Şaka yaptım desen, yine?"

"Yapmadım. Ama senin onu dövdüğüne inanamıyorum."

Şirince gülümsemeye çalıştı. Her zamanki gibi sıçıp sıvamıştı. Zaten bugün daha ne kadar rezil olabilirdi ki?

"Aman be senden mi korkacağım, dövdüysem dövdüm ne olmuş? Sana asılmalarına göz mü yumsaydım? Bir akşamdır ne çektim ben kör müsün? Kızarsan da kız, çok da umrumdaydın ha!"

Artık günü kapatıp, elinde bir hiçlikle Kerem'in yanından geçmek istedi ama Kerem parmaklarını onun koluna çoktan dolamıştı. Sarhoş olabilirdi ama kendini kaybedecek değildi. Zeynep'i de anlamayacak kadar saf değildi!

"Kızacağımı kim söyledi?"

Zeynep şaşkınlığın pençesinde sordu. Kızmayacak mıydı?

Dengesiz [ZeyKer]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin