/ 30. Bölüm /

8.4K 334 26
                                    

Selam Baby'ler. Nasılsınız?

Biraz kısa ve olaysız bir bölüm oldu ama gelecek bölümü bekleyin diyorum. En kısa zamanda yazmaya çalışacağım. Güzel olacak bence.

İthaf isteyenler söyleyebilir.

Beğeni ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen.

Keyifli Okumalar! :)

°Zeynep°

Yanağımın acısı saatler ilerledikçe artarken, artık sızısından delirmek üzere gibi hissediyordum.

Tamam bu kadar abartmaya değer bir şey yok gibi görülebilirdi ama tokat attığı sırada dişlerim sıkılı halde olduğu için açınca dil, yanak, damak, dudak her yerim şişmişti.

Şu an bunları düşünmemin hiç zamanı değildi -ki buralarım acısa da öldürmezdi- ama insanın neresi acıyorsa aklı orada oluyordu ve geri kalan hiçbir şey umurunda olmuyordu.

Tepemde dikilen, bir şey söylemek istiyor gibi bir ifadeyle bana bakan Kaan'a akıl almaz bir öfke ve nefretle baktım. Yüzünü görmek bile bana ölüm gibi geliyordu.

Uyuşan bacaklarımı sallarken gözlerimi kapattım.

Cidden kendimi bilinmez bir labirentin içinde gibi hissediyordum. Çıkış yolumu bulamıyor, bulsam da kurtulamıyordum. Ne yapacağım belirsizdi. Ne yapmak istediğimde!

"Zeynep!"

"Sakın konuşma! Sakın ama sakın benimle konuşma!"

"Zeynep lütfen. Ben özür dilerim, lütfen."

"Kaan! Sana benimle konuşma dedim. Sakın!"

"Güzelim lütfen."

"Bana sakın güzelim de deme. Yakışmıyor ağzına o laf hiç ama hiç yakışmıyor. Sana karşı duyduğum nefreti başkalarına duymak istemiyorum."

"Üzgünüm."

"Üzgünsün öyle mi kıçıma üzgünsün lan sen. Yap yap üzgünüm de! Sen beni ne sandın lan? Kiminle karıştırdın sen beni? On sekizlik masum bir kız değilim ben Kaan, sana ve bu oyunlarına aldanmam. Kusura bak, gerçekten bak, ama melek de değilim ben, her şeyi iyi ve olumlu düşünemiyorum."

Fazla konuşmamdan dolayı yanağım yeniden sızlamaya başladığında gözlerimi kapatıp arkamdaki soğuk duvara yaslandım. Bitsin istiyordum artık, gerçekten bitsin!

Duygularım çökmüştü, güçlü ruhum bir günde çaresizleşmişti ve buna daha fazla dayanabileceğimi sanmıyordum.

Karnım açlıktan sitemsizce guruldayınca olduğum yerde küçüldüm. Başka şeyler düşünmeli, acımı hafifletmeli, açlığımı dindirmeliydim.

"Aç mısın?"

Cevap vermedim. Kıpırdamadım.

"Zeynep uyudun mu?"

Adım seslerini duysam da bozuntuya vermedim.

"Meleğimsin sen benim Zeynep. Çok üzgünüm böyle olduğu için. Niye oldu ben de bilmiyorum ama kendime hakim olamıyorum, senin beni sevmemen, bana âşık olmaman. Düşüncesi bile beni çıldırtıyor. Ve çarelerim tükeniyor. Belki beni seversin diye bu yola başvurdum ama böyle olacağını bilmiyordum. Çok üzgünüm, özür dilerim."

Beş dakika, on dakika, ne kadar zaman geçtiğini bilmediğim bir anda dizlerimde bir el hissedince hızla gözlerimi açıp, kenara çekildim.

"Ne yapıyorsun sen?"

Dengesiz [ZeyKer]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin