/ 75. Bölüm /

7.3K 327 47
                                    

Selam Arkadaşlar.

Bölümü yazdım.

Ama malum yavaş yavaş okul dönemine giriyoruz. Evet daha bi ay var diyebilirsiniz ama kurslarım var ve bazı şeyler de kesin değil. Ve bu aralar evde de çok işimiz var.

Bölümler sık gelmeyebilir yani. Haberiniz olsun diye diyorum. Açıklamam bu.

Hiç duygusal bir insan olmama rağmen bu bölümde gözlerim doldu, içim acıdı. Bakalım siz neler düşüneceksiniz?

Keyifli Okumalar! :)

°Zeynep°

Doktorun söylediği şeyden sonra telefon elimden kaymıştı ve başka ne deyip demediğini bilmiyordum.

Gözlerime hızla hücum eden yaşlar beni bambaşka bir aleme taşırken sırtımda Kerem'in elini hissettim.

"Zeynep, ne oldu? Ne oldu, iyi misin?"

Ona doğru dönüp, kollarına tutundum.

"Annem."

Gözlerindeki endişeyi yakalayabilmiştim.

"Ne olmuş?"

"Beni, beni hatrılamış."

Söylediğimi duyduktan sonra derin bir nefes alıp bana sarıldı.

"Bu çok güzel bir haber."

"Evet. Benim gitmem lazım."

"Bekle. İki dakika giyineyim. Beraber çıkarız."

Başımı salladım.

Üzerime bir şeyler giymek için etrafa bakarekn sevincimi çok fazla yansıtamadığımı düşünüyordum. Şokta gibiydim. Bu cidden çok harika bir şeydi ama on sene geçmişti aradan. Ve annemle her karşılaştığımızda yaşadığımız olaylarda, bunun olmasını benim gözümde imkansız hale getirmişti.

Yine de kendi kendime pişman oldum. Onu seneler boyunca pek sık görememiştim.

Son zamanlarda da yanına çok sık gitmemiştim. Belki onu her zaman, sonucu ne olursa olsun görmeye gitsem bu süreç daha da gelişebilirdi.

Gerçi doktoru da tam olarak dinlememiştim ki. Beni hatırlamıştı ama nasıl hatırlamıştı. Sadece adımı mı, kızı olduğumu mu, tamamiyle beni mi? Hangisini?

Üzerime rastegele geçirdiğim kıyafetlerimden sonra saçlarımı topladım.

Beş dakika sonra da Kerem'in arabsıyla evden çıkmıştık.

Ben kadar olmasa da Kerem'in de şaşırdığı belliydi. Ona annem hakkında uzun uzadıya bir şey anlatmamıştım ama bildiği her halinden belliydi. Bir yerlerden duymuş, araştırmış olmalıydı.

Zaten onu görmüştü.

"Zeynep, iyi misin?"

Kafamı oldukça yavaş bir hareketle Kerem'e döndürdüm.

"İyiyim."

"Kötü gibisin."

"Yoo iyiyim."

Aslında kötüydüm. Panik, endişe, korku, mutluluk, sevinç, merak tüm duygular içimi kemiriyordu. Ağlayamamıştım bile.

"Kötü olmanı istemiyorum zaten."

Gülümsemeye çalıştım.

"İyi ki varsın."

Bir eli direksiyondayken, diğerini yanağıma uzattı. Baş parmağını, yanağımda gezdirirken dudakları hafif bir tebessümle kıvrıldı.

"Sende güzelim."

Dengesiz [ZeyKer]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin