Selam Canlar :* Nasılsınız?
Kısa bir bölüm oldu çok da farklı bir şey olmadı ama bundan sonrakilerde olur inşallah.
Şimdi kritik soru,artık birlikte olsunlar mı bunlar?
Koskoca 50. bölüme geldik. Öteki hikayem 50'de final yapmıştı ama bu daha yarısında gibi olaylar falan. Şaka maka zaman çok hızlı geçiyor.
Bir de bugün Güneşi Beklerken'in 2. yılıymış. Bizi burada birleştiren dizi, diziden de öte ZeyKer'imin 2. yılı. Kutlu olsun!
#KalbimizdesinGüneşiBeklerken
Bu bölümün ithafı uzntss'ye gidiyor. Umarım beğenirsin canım. <3
Beğeni ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen.
Keyifli Okumalar! :)
°Zeynep°
Uyandığımda Kerem yanımda yoktu buna biraz bozulmuştum açıkcası ama hemen sonra bunun ne kadar saçma olduğunu fark etmiştim.
Birlikte olmamız bir şeyler paylaşmamız günün her saati, her dakikasında beraber gezeceğimiz anlamına gelmezdi. Onun da benim de işlerim vardı.
Hem benden erken kalkması ne fark ederdi?
"Kerem?"
Seslenmemin bir faydası olmamıştı.
Açıkcası evde olup olmadığını kontrol etmek için bunu yapmıştım. Birkaç kere daha kuvvetlice seslendim ama ses gelmeyince yalnız olduğumu anladım.
Banyoya girip günlük ihtiyaçlarımı karşıladıktan sonra etrafı alıcı gözüyle süzdüm.
Dün o hengamenin içinde gözüm hiçbir şey görmemişti. Yaşadıklarımız aklıma gelince gülümsedim.
Aslında banyo deyip de geçmek buraya tam anlamıyla hakaret olurdu.
Burası resmen günlerce yaşanabilecek bir alan küçük bir saraydı! Siyah renklerin hakim olduğu bir yerdi ve açıkcası başka bir renk de bekleyemiyordum.
Jakuzisi, küveti, duşakabini, düşünün iki adet lavobosu vardı ve daha fazla saymak istemiyordum. Çünkü bitmek bilmezdi. Bir ara Kerem'e burayı hangi kafayla aldığını, yaptırdığını sormalıydım.
Biraz abartmıştı.
Bence keyfini sür şekerim. Ne de olsa bundan sonra burayı çok sık göreceksin.
İç sesime ilk defa katılırken şom ağızlı olmamasını diliyordum.
Merakıma yenik düşerken dolaplara bakmaya başladım. Büyük dolaplarda hiç kullanılmamış birkaç tane havlu ve bornozlar vardı. Çekmecelerden bazılarında ilaçlar. Diğerlerinde de erkeklerin kullandığı bilindik malzemeler. En alttaki çekmeceye uzandığımda kilitli olduğunu gördüm. Üzerinde anahtar sokacak bir yer yoktu ve nasıl kilitlendiğini merak ettim.
Aslında kendime az da olsa kızıyordum. Sonuçta insanların özel hayatıydı evleri ve biri bunu bana yapsa ona çok fena ödetirdim. Ama gelgelelim ki kadın olmanın getirdiği bazı zorunluluklar vardı. Bir şeyleri fazlasıyla merak etmek gibi. Dedikodu yapmak ve benzeri. Bunu da istemememe rağmen yapıyordum.
Burada daha fazla bir şey bulamayacağımı anladığımda yatak odasına geri döndüm.
Kısa süre oraya baktıktan sonra giyinme odasına ilerledim. Burası da hayli genişti ve her şey belirli bir düzene göre dizilmişti. Takım elbiseler, günlük kıyafetler, spor kıyafetler, ayakkabılar, kemerler, kravatlar. Garip bir şekilde sanki bu odada Kerem'in varlığını yanımda hissetmiştim. Etraf buram buram o kokuyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dengesiz [ZeyKer]
FanfictionArabanın kaputuna yaslanmak için adımımı attığımda karanlık ve boş sokakta yankılanan sesleri duydum. "Sen kimsin lan? Ha kimsin söyle! Ne hakla bana böyle şeyler dersin?" Yönümü değiştirip kapının kolunu tuttum ama açmadım. İçimdeki dürtü beni...