/ 1. Bölüm /

28.6K 630 29
                                    

İşte ilk bölümümüz...

İthaf isteyenler söyleyebilir.

İlk ithafımız duygu1987'ye gidiyor. Umarım beğenirsin canım.. <3

Yan rollerimiz için kimi düşüneceğimi bilemedim ve seçimi sizlere bıraktım.

Ama illa somutlaştıracak olursak ben; Can'a Efecan Şenolsun, Yağmur'a Hazar Ergüçlü, Rüzgâr'a Çağatay Ulusoy ve Berra'ya Farah Zeynep Abdullah derim. Yine de seçim sizin tabi..

Multimedia'ya fotoğraflarını bıraktım.

Keyifli Okumalar! :)

°Zeynep°

"Ya tamam artık yeter, beni bekliyor bu geceki yakışıklım."

"Zeynep bizi mi kıracaksın? İptal ediver bugünlük! Uzun zaman sonra ilk kez hep beraber görüşüyoruz zaten!"

Çağla'nın lafıyla gözlerimi devirip arabama doğru yürümeye başladım.  Sarhoşluk başıma vurmaya başlıyordu.

"Bak bu saatten sonra benden hayır gelmez, kalan bir kaç damla enerjimi de farklı yollarla atmayı düşünüyorum. Sonra zaten iş başı yapacağım. Yarınki son tatilimi değerlendirmek istiyorum. "

Aralarında bir şeyler konuşup onayladılar. Belki de mecbur kaldılar. Bana karşı gelemeyeceklerini biliyorlardı. Evet egom tavandı. Ama dediğim dedik biriydim! İnatçı yanımı bu gece kullanmak istemiyordum.

"Görüşürüz o zaman aşkım! "

Rüzgar'ın sesiyle kaşlarımı çattım. Kızmış görünüyordum. Yani dışarıdan baksalar öyle sanarlardı.

"Bana öyle deme! Taliplerimi engelliyorsun!"

Dil çıkarıp gülümseyince, göz kırpıp arabama bindim.

Tabularımı Rüzgar için yıktığımı söylememe gerek yoktu. Yani o, bu hayatta değer verdiğim sayılı kişilerdendi.

Telefonumdan gideceğim evin adresini ararken gözlerim kapanıyordu. 

Tabii ki yollarda uyumayacaktım. 

Yani sızmayacaktım. Ben güçlüydüm. 

Alkole yenilecek kadar değersiz biri değildim. Üstelik gece daha bitmemişti.

Adresi navigasyona kaydedip, arabayı çalıştırdım. 

Yirmi dakikalık yolun yarısına gelmiştim ki midem bulanmaya başladı. 

Gözlerim kararırken direksiyonu hızla kırarak boş bir sokağa girdim. Hızla arabadan aşağıya inip, ağacın dibine koştum. 

Midemdekileri çıkarmayı bekledim ama geçmişti. 

Bünyeme sıçmak istiyordum.  Bir kere de attığım hava sönmese olmazdı. Ah! Hayat bana hep karşıydı.

Arabanın kaputuna yaslanmak için adımımı attığımda karanlık ve boş sokakta yankılanan sesleri duydum. 

"Sen kimsin lan? Ha kimsin söyle! Ne hakla bana böyle şeyler dersin?"

Yönümü değiştirip kapının kolunu tuttum ama açmadım. İçimdeki dürtü beni durmaya teşvik ediyordu.

"Ben benim, sen kimsin?"

Bu adam da neydi böyle?  Böyle espriler(!) hala var mıydı? 

Acıklı bir inleme sesi sokakta yankılandı. Ne olduğunu tahmin edemiyordum. Zihnim bulanıklaşmışltı. Sanırım bugün her zamankinden biraz daha fazla kaçırmıştım alkolü.

Dengesiz [ZeyKer]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin