Selam Canlarım. Nasılsınız?
Kötü günlerden geçtik. Bu arada elbette bölüm yayınlayamazdım. Hâlâ tam anlamıyla düzelmedik ama kısa süre de olsa gerçek hayattan sıyrılalım diye bölüm yazdım. Evet biz hikayelerde mutlu mesut hayat yaşatıyoruz ama gerçek hayat ne yazık ki öyle değil. Neyse uzatmayayım Bir an önce aydınlık günlere çıkmak dileğiyle.
Bu bölümün ithafı gunesibekliyor'a gidiyor. Arkadaşımızın ZeyKer hikayeleri var. Tatlı Düşler ve Günah Tohumu diye onlara da bakabilirsiniz. <3
Keyifli Okumalar! :)
5 Ay Sonra, Nisan, 2017
°Zeynep°
Zaman akıp geçmişti. Ve evet zayıflamış, eski kiloma gayet fit bir şekilde dönmeyi başarmıştım. Bunda Kerem'in payı çok büyüktü ben pes edip kendimi yere her attığımda kaldırmasa bu hale gelemeyebilirdim ama en nihayetinde zafer bizimdi.
Yeni yıla bebeğimizle birlikte başbaşa girmiştik. Bu bizim için bir ilkti. Geçen aylarda Kerem'in doğum gününü ve benim doğum günümü, aynı zamanda evlilik yıldönümümüzü de ilk defa bebeğimizle kutlamıştık. Her gün mutluyduk. Mutluluğumuzu bozacak kötü bir şeyle karşılaşmamıştık. Bunun için şükrediyordum. Kızım büyümüştü, Çok yakında 8 aylık olacaktı.
Kafasını ilk tuttuğunda rahatladığımız anı, konuşmak için çabalamalarını hiç unutmayacaktım. Altıncı ayında çıkardığı ilk sevimli dişlerini, tabii bu zamanda sürekli ateşlenmesini bu gibi daha birçok ilki unutmayacaktım.
Kızımız büyüyordu ve bende onunla birlikte büyüyüp, yeni şeyleri onunla keşfediyordum. Bir bebeğe bakmanın zorluklarına da seve seve katlanıyordum.
İşte şimdi de Rüzgâr ve Berra'nın düğünündeydik. Derin kucağımda zıplamaya çalışıyor, sesli ortamdan zaman zaman çekinse de eskisi kadar korkmadığından ilgiyle çevresni izliyordu. Bu zamana kadar zor dayanan Rüzgâr'a ve sabırla bekleyen, daha dirayetli olup kazanan, şimdi de sevinci yüzüne yansımış Berra'ya baktım. Biraz önce evet demişlerdi ve son günlerdeki yorgunluklarına değmişti. Düğün kolay olmuyordu tabii. Ben çocuklu olduğum için daha çok Yağmur'la alışveriş işlerini halletmişlerdi. Arada ben de katılmış heyecanlarını paylaşmıştım tabii. Rüzgâr'a kalsa nişandan hemen sonra, Kasım'da aşk başkadır mantığıyla evlenecekti ama sıcak havaları beklediklerinden bu kadar gecikmişti. Neyse ki rahat aileleri vardı. Rüzgâr, Berra'yla işi pişirebildiğinden bir süre sonra kabullenmişti.
İlk danslarına, birbirlerine yakışmalarına, gelinlik ve damatlık içindeki duruşlarına baktım. Bir an için aklım kendi düğünüme gitti. Sırıttım. Zaman hızlı geçiyordu be.
Artık darısı Yağmur'yun başınaydı. Ona kalsa o bugün bile evlenirdi ama Can'dan bu konuda atak gelmiyordu. Neyse ki adam kurumadan Yağmur'un dediğine göre birlikte olmuşlardı. Her gün tekraralanan bir şey olmasa bile arada bile olması Yağmur'a göre Can'ı elinde tutmasını sağlıyordu. Can'ın da yaşı gelmiş geçiyordu fakat bu taraklarda gözü yoktu. Yine de bugün düğünde bir şeylerin farkına varırdı belki.
Derin kucağımdan yanımda duran Kerem'e doğru elini uzattı. O, o sırada Can'la bir şey konuşuyordu. Böyle hararetli bir şekilde, düğünde ne konuşuyorlar diye merak ettim. Bir yandan da kucağımda Derin'i hoplatıyordum. Kendini kaldırmaya çalışıyordu ama haylaz kızım bunu daha başaramıyordu. Şu anlık tek başardığı şey olduğu yerde dönmekti. Sürekli kucağımızda olduğu için pek haraketli değildi ama belki yakında emeklerdi. Anne baba da dememişti. Bilinçli bir şekilde elbette daha diyemezdi ama taklit de etmiyordu. Kısa heceli bambaşka şeyleri taklit ediyordu daha. Bir kez daha Kerem'e doğru bir şeyler demeye çalıştı ama sesten de olsa gerek Kerem duymadı.
![](https://img.wattpad.com/cover/27489056-288-k238216.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dengesiz [ZeyKer]
Fiksi PenggemarArabanın kaputuna yaslanmak için adımımı attığımda karanlık ve boş sokakta yankılanan sesleri duydum. "Sen kimsin lan? Ha kimsin söyle! Ne hakla bana böyle şeyler dersin?" Yönümü değiştirip kapının kolunu tuttum ama açmadım. İçimdeki dürtü beni...