/ 104. Bölüm /

6.3K 316 99
                                    

Selamlar.

Yine ben. Gördüğünüz gibi boş anımda koşup geliyorum.

Bölümü yazdım, kıl bir yerde kestim. Ama merak etmeyin, tüyo olsun çokta kötü bir şey olmayacak ve Kerem öteki bölüme öğrenecek. Daha uzun yazıp birleştiredebilirdim ama hem sizi bekletmek istemedim hem de 'çaqallıq' damarım tuttu. sgdfalsıd. :D Hadi bakalım.

Keyifli Okumalar! :)

°Zeynep°   

Annelik? Anne olmak? Bir bebeğe sahip olmak? 

Bunlar nasıl hislerdi ki? Sözlükte nasıl tanımlanabilirdi? Bunları hangi duyguyla bağdaştırabilirdim?

Doktorun yanından çıktıktan sonra bir süre düşünmüş sonrasında sahile gelmiştim. Tabii artık karnımda küçük, bana muhtaç bir can taşıdığım için dışarıda değil arabanın içinde oturuyordum.

Şimdi ne yapmalıydım? İlk olarak kimlere söylemeliydim? Kime ya da?

Tabii ki Kerem en önde gelirdi ama ne diyebilirdim ki?

Klişe olarak birkaç bebek eşyası alıp, mum ışığı altında, vıcık vıcık ilişkimizi kutlar gibi elbette söylemezdim.

Ya da, bir dahaki gidişimde, unutmayıp doktordan aldığım ultrason fotoğrafıyla hiç söylemezdim.

Belki de asıl mesele benim nasıl söyleyeceğim değil, Kerem'in nasıl tepki vereceğiydi?

Anne olmayı ben bile düşünmezdim. Bunu kırk yıl düşünsem aklıma getirmezdim. Resmen rüyamda görmezdim ama bunun-hamileliğin- ilk belirtileri içime kuşku tohumu ektiğinde, annelik hormonlarım da bana göre çoktan salgılanmaya başlamıştı.

Bugün onun varlığının somut kanıtını doktor tarafından duyduğumda ben tam anlamıyla bir anneydim. Bunu nasıl inkâr edebilirdim ki?

Gençliğimde adet dönemlerinde yaşadığım sıkıntılardan ötürü, yetimhane müdürümüz beni bir doktora götürmüştü. Orada doktor zamanla düzelip düzelmeyeceği belli olmayan, bir kist taşıdığımı söylemişti karnımda. Bunun ileride hamileliğimde sorun yaratacağını da düşünmüştüm hep. Genç bir kızdım ve o psikolojide olsam bile çocuk sahibi olma hayallerini elbette kurardım. İlaç kullanmıştım ama şimdi fark ediyordum. Demek ki, korkulacak bir şey değildi.

Derin bir iç çektim. Ne düşünsem bilemiyordum.

Anneme mi deseydim acaba? Ne diyecektim ki? O bir şeyler ima etmişti evet, ama kesin olarak anlamış mıydı? Ya boş yere ortalığı kızıştıran ben olursam?

Kafamdaki dile kolay sorunlardan bir diğeri de, Kerem'le evli değildik ve şu an bir çocuğumuz olmuştu. Bunun benim açımdan bir sorun teşkil edip etmediğini şu anlık kestiremiyordum ama annem açısından kesinlikle ederdi. Bir haltlar karıştırdığımı biliyor gibi davranıyordu ama klasik Türk insanı olarak iş ciddiye binince evliliği muhakkak isterdi.

İyi de ben zaten kütüğümü yeni yeni yontmuştum. Mazallah daha fazlasını kalbi kaldırmazdı adamın!

Ağrıyan başımı ovuşturdum. Genelde benim planlarım pek tutmazdı. Bu yüzden de akışına bırakmak en iyisiydi, en azından şimdilik!

°•° 

Öğleden sonra söz verdiğim gibi iş yerine gelmiştim. İki kişiyle görüşmem vardı. Ve ne tesadüftür ki kadının biri çocuklarıyla birlikte yaşadığı sorunlara çözüm bulmak için bana geliyordu. Bu seansta da çocuğunu da yanında getirecekti.

Dengesiz [ZeyKer]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin