/ 169. Bölüm /

3.5K 206 27
                                    

Selam. Nasılsınız?

Zar zor da olsa gelebildim. Vakitler kısıtlı. Başka bir şey demeden gidiyorum. Hepinizi öpüyorum. 

Keyifli Okumalar! :) 

°Zeynep°  

Gece beklediğim gibi gitmedi. Eve geldikten sonra Kerem ve ben duş aldık bu arada da sırasıyla Derin'e baktık. Ama kızım gereğinden fazla huysuzlandı ve uyumamak için çok direndi. Sonunda zor da olsa uykuya daldı ama onu beşiğine koyarken içim huzursuzdu. Hiç böyle yapmayan çocuğumun verdiği tepkilerden korkuyordum. Vermediği tepkilerden demeliydim belki de çünkü huzursuz olsa da ağlamıyordu.

Biz de Kerem'le yatağımıza yattık ama gözüme uyku girmiyordu. Beni sıkıca saran kollarının arasından zorlukla sıyrıldım.

Uykulu sesi, bugün onun da yorulduğunu gösteriyordu.

"Ne oldu?"

"Derin'e bakacağım."

Kalktıktan sonra sessizce beşiğe yaklaştım. Yavrum uyuyordu. Onun bu masum haline gülümsedim. Hafifçe açılan üstünü örtüp, saçlarını okşadım ama elim resmen ateşe değmişcesine yandı, alnında oluşan teri de o an fark ettim. Panikle elimi bu sefer de boynuna koydum ama vücut ısısı normalin kat kat fazlasıydı.

"Bebeğim?"

Üzerindeki örtüyü çektikten sonra onu yavaşça kucağıma aldım. Yavrumun ateşi vardı ve bunun da getirisiyle uykusu ağırlaşmıştı. Yoksa seslenmemle ya da onu kucaklamamla uyanacağına adım kadar emindim. Bu verdiği tepkilerin nedenini de açıklıyordu.

"Kerem! Buraya gel."

Korkulu sesim onun da sıçramasına sebep oldu. Yataktan apar topar kalkıp, unutmadan kenardaki ışığı da açtı. Bu sayede birbirimizi daha rahat gördük. Bana neler olduğunu anlamaya çalışırken baktı.

"Ateşi var, ne yapacağız?"

Gözleri korkuyla ve saf endişeyle açıldı. O elini uzatıp Derin'i kontrol ederken, ben daha önce hiç bu kadar korkmadığıma yemin edebilirdim. Bebeğim gün geçtikçe büyüyor olabilirdi ama bu kadar ateşle daha önce hiç karşılaşmamıştık. Dişleri çıkarken bile bunun bilincinde olup önlemimizi almıştık ama bunun nedenini bile bilmiyordum. Hoş Derin'in çok çabuk hastalanacak ortamlarda işi bile olmamıştı. Kışa denk geldiğimiz vakitte de resmen evden çıkmamıştık, onu kollamıştık, hasta olmasına imkan dahi yoktu. Ama şu son bir haftadır dışarıya çıkmamız ve değişen mevsimin ve havanın etkisiyle de mikrop kapmış olabilirdi. 

"Hastaneye gidelim."

İkimiz de panik haldeyken bu iş olmazdı ve bu durumla karşılaşan tek anne baba da biz değildik. Birinin ipleri eline alması gerekiyordu. Ve o kişi görünüşe göre bendim.

"Sakin ol Kerem. Hastaneye gitsek de değişen bir şey olmayacak. Üstelik bebeğimi iğnelere, serumlara boğacaklar. Kendimiz önlemimizi alalım, geçmezse düşünürüz, tamam mı? Hadi!"

Normalde rahat ve umursamaz olan tavırlarımız bebeğimiz için kökünden değişiyordu. Endişeliydik, herkes endişelenirdi ama çocuk büyütmenin kolay olmadığını anlamalıydık.

Derin gözlerini hafifçe açmaya çalışıp, benim tepkilerimin hızından korkup ağlamaya başlarken ben çoktan onu banyoya sokmuştum. 

Suyun ısısını kararında ayarlamaya çalışırken, Kerem de bana yardım ediyor, Derin'in üstündekileri çıkarırken onu tutuyordu.

Dengesiz [ZeyKer]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin