/ 84. Bölüm /

5.3K 283 92
                                        

Selam Canlarım. Nasılsınız?

Yeni eğitim öğretim yılınızda başarılar diliyorum bu arada sizlere.

Bayram tatilinden hemen sonra okulların açılmasıyla benim ilham perileri hoop gittiler. Nereye gittiklerini bilmemekle beraber kocaya kaçtıklarını düşünüyorum. Sonuçta koca parası her zaman iş görür gsafdahn. Derslere çalışmaktan da çok daha iyidir. Bir de yakışıklıysa Allaaah! :D

Bugün yoğun bir geçirmeme rağmen sonunda bilgisayar başına geçebildim. Umarım güzel bir bölüm olmuştur.

Bu karışık olayları anlatacağım bölümlerden korkuyorum çünkü. Benim de kafam fazlasıyla karışık. Neyse...

Keyifli Okumalar! :)

Kerem başına böyle bir şeyin geleceğini elbette biliyordu. Ama bu gün, böyle bir zamanda olacağını da tahmin etmemişti. 

Karşısındaki polislerin havası kimeydi ya? Zorluk çıkartmayın, bizimle gelin falan. Üstelik yeni yılın ilk günü tatildi. Bu kadar önemli miydi bu dava da polisler üşenmeden buraya kadar gelmişlerdi?

Elini tutan Zeynep'in korktuğunu çok net hissediyordu. Resmen tırnaklarını kendi eline geçirmişti. Kerem sırf yanındaki şu kadını korkuttukları için bile polisleri yumruklayabilirdi.

Polislerin hemen arkasında kendisine çekinen gözlerle bakan sözde korumalarına baktı. Şimdi kendisine mahcup bir şekilde baksalar kaç yazardı? Onların görevleri Kerem'i önceden uyarmak, eve izni haricinde kimseyi almamak değil miydi? Gerçi haber vermek için kullandıkları telefon çalmıştı ama kapıyla birlikte!

"Kerem ne oluyor?"

Zeynep'in son derece kısık çıkan sesine dişlerini sıktı. Hayır ortada hiçbir şey yokken ne diye korkuyordu bu kadın? Cesur Zeynep neredeydi?

Zeynep'i karşı koyamadığı bir iç güdüyle arkasına alırken polislere baktı.

"Ne cinayeti olduğunu söylemeyecek misiniz? Öldürülen şahıs kim?"

Zeynep kendisine sorgulayıcı bakışlar atarken dişlerini sıktı. İçinde bulunan, nadiren sesini duyuran iç sesi olayların sarpa saracağını söylüyordu.

"Bizimle birlikte emniyete kadar gelirseniz, her şeyi detaylı öğrenebilirsiniz Kerem Bey."

Kerem ağza alınmayacak birkaç küfrü kısık sesle savururken, Zeynep kocaman olmuş gözlerle ona bakıyordu.

Böylesine mutlu geçebilecek bir günde bu başlarına gelenler olacak iş miydi?

Üstelik karşısındaki bu adamı sanki tanıyamıyordu Zeynep. Kendini korumak için anında buzdan duvarını çevresine örmüştü. Polislere fırlattığı bakışlar, Zeynep'in ezbere bildiği sıktığı çenesi, sinirlendiği için alnında beliren kalın damarlar. Kerem kendini zor tutuyordu, bu belliydi.

Gerçi polislerin bu dizi filmlerden fırlamış halleri, hiçbir şey söyleyemeyiz tavırları Zeynep'in de kendini sıkmasına sebep oluyordu ama konumuz o değildi.

Konu çok daha önemliydi.

Zeynep, aşık olduğu adamın bir cinayetle suçlanmasına nasıl göz yumardı. Bunu nasıl kabullenirdi? Bu olay gerçek miydi?

Aylar önce Zeynep'in kulakları böyle bir şeye şahit olmuştu ama aşkı gözünü kör edebilecek bir seviyeye ulaşıp, kulaklarını da sağır edince Zeynep bu olayı maziye gömmüştü. 

Şimdi mezardan çıkmak için bekleyen bu olay aynı olay mıydı, yoksa Kerem her boş vaktinde adam mı öldürüyordu?

Olaylar açığa çıkınca ne olacaktı peki? Ya tüm bu olanlar gerçekse? Ya Kerem gerçekten bir katilse? O zaman ne yapacaktı Zeynep.

Dengesiz [ZeyKer]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin