/ 154. Bölüm /

3.9K 202 38
                                    

Selam Canlar. Nasılsınız?

Yine bölüm getirdim. Tam anlamıyla tatile gittiler artık bizimkiler. Bakalım bundan sonra ne olacak. Gittiğimiz yerde yaşayanlar falan varsa diye sesleniyorum; ben oraları tam bilmiyorum. İnternet üzerinden araştırma ve bolca hayal gücüne kalmış bir tatil olacak. Gerçek sanıp, vay anam burada bu yok demeyin okeey shfdbskladb. Baştan anlaşalım da sonra şaapmayın :D Öptüm :*

Keyifli Okumalar! :)

°Zeynep°

Sonunda tatile gitme günümüz gelip çatmıştı. Daha çok benim isteğimle ve diğer kızların katılmasıyla İzmir Çeşme'ye gitme kararı almıştık. Planlı bir şey değildi aslında. Sadece eskiden de istediğimiz bir yerdi ve daha önce tatil için gitmemiştik. Bu da bir fırsat olabilir diye değerlendirmiştik. Zaten huzur olan bir yer olsun da gerisi fark etmez kafasıyla ilerliyordum. 

İnternet üzerinden yan yana kiralanan evlerden tutmuştuk. Ama yan yana dediysem de arası, yine de milletin özelini koruyabileceği kadar aralıktaydı. Yani her gün, her dakika birlikte olmayacaktık. Zaten herkesin kendine göre bir eğlencesi olurdu. Bizde amaç aynı anda bir şeyler yapmak, aynı yerde olmaktı. Yoksa bizim gibi çocuklu biriyle onların aktiviteleri zaman zaman değişebilirdi.

Her ev iki katlıydı, bünyesinde altı oda barındırıyordu.  Alan zaten yeşilliklerle doluydu ve her evin kendine ait çok da küçük sayılmayan bir havuzu da vardı. Zaten denize de giderdik çoğunlukla.

Bizim ne kadar kalacağımız planlı değildi, sonuçta ne olup biteceğini bilemezdik ve uzun bir tatile ihtiyacımız vardı ama görünüşe göre diğerleri bizden erken dönecek gibiydi. Berralar yeni evliliklerinin tadını sürekli tatilde çıkarmak istemiyorlardı, biraz yeni evlerinde huzur bulmak istiyorlardı, zaten tatilden yeni geldikleri için de onlara hak veriyordum. Üstelik Rüzgâr'ın spor salonu da sürekli yabancılara bırakılmaya gelmezdi. Yine de bizi kırmayıp gelmişlerdi.

Yağmur ve Can da kısa bir tatilin daha sağlıklı olacağını düşünüyorlardı. Üstelik evli bile değillerdi zaten Yağmur'un annesi onların aynı evde kalacağını duysa, mümkün değil onu göndermezdi. Bunlar ilk günün düşünceleriydi tabii, bakarız da çok severler ve hiç gelmek istemezlerdi.

Sonunda derlenip toplanıp Kerem'in yeni aldığını tahmin ettiğim, diğerlerinden daha farklı bir model jipimizin bagajını tıka basa doldurmuştuk. Zaten bu adam ve araba sevdasını bildiğimden irdelememiştim.

Bebeğimiz olduğu için birçok alanı da onun kıyafetleri ve başka eşyaları doldurmuştu. Aciliyeti olmayan, çok kullanılmayacak eşyaların yenisini oradan almamız saçma olurdu biz de evden götürüyorduk. 

Sonunda yola koyulduğumuzda rahat bir nefes aldım. Diğerleri çok önceden yola çıkmışlardı. Biz gibi püsküllü olmadıklarından çabuk toparlanabilmişlerdi.

Derin arkadaki bebek koltuğunda uyuyordu ve yanında da orada lazım olur diye aldığımız ufak puseti vardı. Bu yüzden o şimdilik uyurken ben önde oturuyordum. Ama uyanıp huysuzlanırsa arkaya geçecektim.

Allah'tan kızım uyurken sesten etkilenmiyordu bunun için ben de kısık bir sesle müzik açtım. Çok duyulmayan ama yolculuğu neşelendiren bir tattaydı. O değişip akıp giderken önümden akan yolu takip ediyordum.

"Sessizsin güzelim?"

"Sonunda hayal gibi gelen tatile çıkabiliyoruz Kerem."

"Kıyamam ben sana. Ama birden üzerime yüklenen işleri biliyorsun, o yüzden geciktirdik."

"Ben de sana kıyamam, aşkım. Çok çalıştın gerçekten de."

"Bunu fark etmene sevindim güzelim. En azından bencil değilsin."

Dengesiz [ZeyKer]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin