/ 99. Bölüm /

6.9K 308 105
                                    

Selam Arkadaşlar.

Bölümün geciktiğinin elbette farkındayım ama size söylüyorum bunu. Yani vaktimin olmayabileceğini. Olduğu zamanlarda da hemen atıyorum bilirsiniz. Bu durumdan bende huzursuzum ama bu hafta başımı kaşıyacak vaktim olmadı. Önümüzdeki hafta da sınavlar başlıyor. Yine yazamazsam bilginiz olsun diye diyorum.

Hepsini geçtim, hikayede de takıldığım bir dönemdeyiz. Anlayışınızı bekliyorum. :* <3

sudeouz11 adlı arkadaşımızın Aşk Mevsimi adlı hikayesine bakabilirsiniz.

Keyifli Okumalar! :)

●○İki Hafta Sonra○●  

°Zeynep°

Yoğunluğumdan sürekli yakınıp dursam da, çalışmak bana her zaman iyi geliyordu.

Şu iki haftadır iş ve ev arasında resmen mekik dokumuştum. Her ne hikmetse aynı dönemde herkesin psikolojisi bozulmuş gibiydi ve randevulardan başımı kaldıramamıştım. İnsanlara çözümler üretmek, her biriyle ayrı ayrı ilgilenmek de beni hayli yormuştu. Evde bile çalışıyordum.

Kerem'le olan adı konulmamış, aramızdaki sorunların(!) konuşulmadığı ilişkimiz de ilerleyip gidiyordu. Zaten öyle her gün de buluşmuş sayılmazdık. 

Bazen telefonlaşmıştık, bu süre zarfında da sadece iki kez birlikte olmuştuk. Evet, bunu resmen saymıştım ama ortalıkta sayamayacağım kadar fazla bir rakam da yoktu hani! Bunun bağımlısı olmuş, manyak gibi de görünüyor olabilirdim tabii.

 Kerem'in yeniden bir şeylerin peşinde olduğunu hissedebiliyordum. Beynindeki tilkiler işleyip duruyordu. İkimizin de yoğun olması da buluşmamıza mani olmuş olabilirdi. Ama benimkilerin yanında onun karanlık işlerle uğraştığını da düşünmüyor değildim.

Özellikle, hafta başı pazartesi günü Berra'nın abisinin katilinin bulunduğunu öğrenmiştik ve ondan sonra Kerem iyice kuşkucu olmuştu. Yine de ben, katilin bulunmasında onun bir payının olduğunu düşünmüyor değildim.

Ali abiyi bir davada sürekli üzerine gittiği, peşinden koşturup, beş sene hapis yatmasını sağladığı bir iş adamının, tuttuğu bir adam öldürmüştü. Onun klasik bir iş çatışmasında kurban gitmesi oldukça kötüydü. Berra da bu süre zarfında fazlasıyla yıpranmış, sonucunda da artık bir o kadar da rahatlamıştı. Ailesinin konuyla ilgili tutumu da onu yormuştu ama Rüzgâr sayesinde bundan da çabuk kurtulacağa benziyordu. Şimdi bir süreliğine olaylardan ve evden uzaklaşmışlardı. Bu tatilin ikisine de iyi geleceğini düşünüyordum.

Yine de artık gözlerine rahat uyku girecekti. Giden her zamanki gibi gitmişi ama ardında bıraktıklarının da rahata ermesi bu dünyada olabilecek en iyi şey olmalıydı.

Çıkış saatimin geldiğini fark ettiğimde bir gülümsemeyle yerimden kalktım.

Sonunda bugün, annem bu hafta sonu için evime gelebilecekti. Doktoru buna rahatlıkla izin vermişti ve habere ikimiz de mutlu olmuştuk. Yağmur da annesinin yanında olacağı için hafta sonunu anne kız günleri yaparak geçirebilirdik.

Sonuçta Kerem Bey, bizi arayıp sormuyordu.

Çantamı toplayıp, kabanımı giyerek dışarı çıktım. Annem tam da ayarladığımız gibi bir hemşireyle kapının önünde beni bekliyordu.

Yanına gidip sağ yanağına kocaman bir öpücük kondurdum.

"Nasılmış annelerin en balı?"

"Üşümüş? Kızların en güzeli nasılmış?"

"Mutlu."

Birbirimize gülümsedikten sonra onu bir kere daha öptüm.

Dengesiz [ZeyKer]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin