Selam ahali :D
Bugün yine üçledik hayırlısıyla. Hadi ben kaçar artık, parmaklarım koptu. Ama sizin için yazdım, değer bilinsin isterim anlarsınız ya :D (Kendini övmeden duramayanlarda bugün)
Keyifli Okumalar! :)
°Zeynep°
Doğuma girsin diye Kerem'i, Derin'de de zorlamamalıydım. Bunu geç fark etmiştim ama Kerem'i bu sefer sokmadığıma sevindim. Doğrusu erkekler kadınlar kadar güçlü değillerdi bu konuda. Hele de böyle bir ortama girmek iyi cesaretti. Kerem'in cesur olmadığı anlamına gelmezdi bu ama korkularının yanı sıra ben bağırıp da ondan destek almak isterken, onun dayanağının da acılar içindeki ben olması hiç makul ve mantıklı değildi. Zaten bu sefer ben içerideyken onu da dışarıda ilgilenmesi gereken bir kızımız vardı. Oğlum, Derin'e göre daha kolay doğmuş sayılırdı ama bu çocuklar beni hazırlıksız yakalamayı iyi beceriyorlardı.
Son olmasını istediğim bir doğumu daha başarıyla ve sağlıkla atlatmak güzeldi. Çıktığımda beni merakla bekleyen kocamı ve kızımı görmek de.
Hastanede bir gün yattık ama sonrasında eve çıkmamızda hiçbir sakınca yoktu. Derin Kerem'i bırakmayınca onlar mecburen eve gitmek zorunda kaldı. Oysa Kerem de beni yalnız bırakmak istemiyordu ama kıskançlığın zirvesinde olan kızımız da hastanede perişan olmuş, ev diye tutturmuştu. Annem benimle kaldı. Oğlumuzun ismi de en az kızımızınki kadar yankı uyandırdı. Doğrusu Derin'in isimleri sanki karakterinin bir yansımasıydı. Oğlumuz için de aynısının geçerli olup olmayacağını zaman gösterecekti. Bu isim konusunu her anne babanın üzerinde uzunca düşündüğü şeylerden biri olmuştur muhakkak ama biz pek düşünmemiştik. İsimler içimize kolay sinmişti ve ablasıyla uyumlu olsun klişesine de düşünce ortaya bu çıkmıştı. Zaten bu önemli değildi ama modern dünya isimi bile önemli kılmıştı.
Ertesi gün akşama doğru evimize gelebildik. Üzerinden çok zaman geçmese de sanki bir bebek nasıl tutulur diye unutmuş bunun korkusunu yaşıyordum. Küçük iki çocukla zor olabileceğini annem yanımda kalabileceğini söyledi ama onu da boşa yormak istemiyordum. Zaten Derin kendine bu saatten sonra hiç baktırmazdı, ee oğlumun da şu an sadece bana ihtiyacı vardı o da ısrar etmedi. Üstelik Kerem Bey ne güne duracaktı canım? Ben oğluma bakarken o da son dokuz aydır gayet de hakkını vererek yaptığı gibi kızımıza bakabilirdi.
Kerem beni hastaneden almaya gelirken annem Derin'le evdeydi. Biz gelince o da azıcık oturup gitti.
Derin evde ona şimdilik yabancı gelen birinin olmasını yadırgadı. Demir ağlayınca ona huzursuzca bakıyordu. Kerem de ikisine de, hatta o bir şeylerin farkında diye Derin'e bir tık daha fazla ilgi gösteriyordu.
Bebek ağlaması çekmek, birinden kurtulmuşken tekrar diğerinin çişi kakasıyla uğraşmak zordu ama cidden ne çekerse anneler çekiyordu. Daha ilk günlerden Kerem'in bu işlerden kaytardığı belliydi. Zaten bu gibi işler ne hikmetse Derin'de de bana kalmıştı. O ancak onları gezdirmeyi ve yüzlerini güldürmeyi biliyordu. Bu güzeldi ama çocuklar da bu sayede ben onlara eziyet ediyormuşum hissine kapılıp daha eğlenceli olan babalarına kayıyorlardı. Ama ahır bu sefer buna izin vermeyecektim.
Ben Demir'i emzirirken, gayet de iştahla emiyordu bu çocuk kesinlikle ablasının zıttıydı, Derin odaya girdi.
"Gel annecim."
Yatağa tırmandı. Bir göğsüme bir de gözleri kapalı emen Demir'e baktı.
"Anne?"
"Efendim canım?"
"Hani acıyoydu?"
Anlayamadım.
"Ne canım?"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dengesiz [ZeyKer]
Hayran KurguArabanın kaputuna yaslanmak için adımımı attığımda karanlık ve boş sokakta yankılanan sesleri duydum. "Sen kimsin lan? Ha kimsin söyle! Ne hakla bana böyle şeyler dersin?" Yönümü değiştirip kapının kolunu tuttum ama açmadım. İçimdeki dürtü beni...