Selamlar. Ben geldim.
Ben gidiyorum. :D
Keyifli Okumalar! :)
°Zeynep°
Az da olsa sakinleşmemizin üzerinden, çok az zaman geçtikten sonra Can yanımıza gelmişti. Rüzgâr ve Berra ortalıkta daha yoktu. Onu karşılamak için ayağa kalkmak istedim ama Kerem belimdeki tutuşunu sertleştirerek buna izin vvermedi. Neredeyse kucağında oturuyordum zaten. Gerçi pek şikeyetim olduğu söylenemezdi ama Yağmur'un ayıplayan bakışlarına da maruz kalmıştım. Aman bu kız da tam bir genç nineydi! Yine de onun davranışlarının salt kıskançlıktan olduğuna yemin edebilirdim.
"Hoş geldin Can. Naber?"
Ne diyeceğimi de bilememiştim doğrusu. Kerem yanımda erkeksi bir sesle gülüp başını eğdi. Onu kıçından cimcikleyip sesini kestim. Kıçına bile ulaşabildiysem, ne halde oturduğumuzu siz düşünün!
Can da halime gülüp, gözlerini Yağmur'a dikti. Hayır, bunlar da kanlı bıçaklı düşman gibi haereket etmeyi ne zaman bırakacaklardı acaba?
"Hoşbulduk. İyiyim sen nasılsın?"
"Beter ol!"
Yağmur'un kısık sesini yan tarafımda olduğundan duyabilmiştim. Zaten dediğim gibi ortam pek de gürültülü sayılmazdı.
Can değişik bir ifadeyle ona baktı. Araya girdim.
"Ben de iyiym. Gelsene otur. Nerede kaldın?"
Kerem'le benim tam karşıma oturduğunda, rahat konuşmak için hafif eğildim.
"Bir arkadaşımı gördüm ya."
"Nasıl bir arkadaş bu, bizi ekmeni sağladı?"
Bir tepki vermeden bana baktı.
"Önemli biri."
"Nasıl yani? Ay yoksa sevgilin mi?"
Yağmur hızla öksürdüğünde ona baktım.
"Gıcık tuttu. Devam et!"
"Bir aralar öyleydi. Takıldık ya!"
"Eee sonra?"
Yanımda Kerem'in oflamasıyla, onu yeniden dürttüm. Ay, bu adam hiç halden de anlamıyordu. Kutsal bir amaç uğruna çalışıyordum canım. Sonuçta milletin özel hayatı beni de ilgilendirmezdi!
"Sonra ayrıldık?"
"O zaman, şimdi yeniden barışacaksınız?"
"Bilmem. Belli mi olur?"
"Hayırlısı?"
Kafasını sallayıp masaya bir göz attı.
"Eee buraya altın gününe mi geldiniz? İçki falan yok mu?"
"Hayret. İlk defa doğru bir konuya değindin Can. Cidden içki falan yok mu?"
"Teşekkürler Kerem. Her zaman!"
Kerem etrafta birileri var mı diye bakarken onu durdurdum.
"Ya, gittiler ya almaya bizikiler."
Kerem kafasını bıkkınlıkla salladı.
"İçine bir şey de koyabilirler Zeynep. Ben o adama güvenmiyorum."
"Kerem."
"Ama şimdi kıza bir şey diyemeceğim. O uysal biri gibi."
"Kerem!"
"Ne be?"
Sıkıntıyla arkama yaslandığımda gözlerimi kapatan bir el hissettim. Ah. Rüzgâr.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dengesiz [ZeyKer]
FanfictionArabanın kaputuna yaslanmak için adımımı attığımda karanlık ve boş sokakta yankılanan sesleri duydum. "Sen kimsin lan? Ha kimsin söyle! Ne hakla bana böyle şeyler dersin?" Yönümü değiştirip kapının kolunu tuttum ama açmadım. İçimdeki dürtü beni...