/ 34. Bölüm /

8.1K 330 32
                                    

Selam Babies!

Nasılsınız?

Bakalım bölümü beğenecek misiniz? değişik bir bölüm oldu, Kerem'i biraz da olsa kötü görebileceğiniz.

Bu bölümün ithafı shule492'ye gidiyor. Umarım beğenirsin canım. <3

İthaf isteyenler söyleyebilir, önceden söyleyenleri yazdım canlarım.

Beğeni ve yorumlarınızı bekliyorum.

Keyifli Okumalar! :)

Kerem Zeynep'in evinden çıktıktan sonra ne yoğun iki gün geçirdiğini düşündü. Planını daha fazla aksatmamak için de Ayaz'ı aradı. Ayaz'la kısa süren konuşmalarından Kaan'ın yanlarında olduğunu öğrenince vakit kaybetmeden arabasına yöneldi.

Zaten düşünceleri karman çormandı. En azından birkaç rahatlama yöntemi bulabilirdi kendine. Başlangıcının da Kaan olacağı kesindi.

Zaten onu düşündükçe sinirlenmesi, bir başkası için bu kadar endişelenmesi de hiç normal değildi.

Bu aralar içinde bulunduğu durumlar onu hep çıkmaza sokuyordu. Hep bir ikilem içinde kalıyor, bir şeyleri gereksiz yere düşündükçe çıldırıyordu.

Hızlı sürdüğü arabasıyla kısa sürede eski depoya ulaştığında, sesleri duydu.

Bu ıssız, kimsenin uğramadığı yerlerdeki depoda sesler yankılandıkça yankılanıyordu.

Kapıyı fazla güç kullanmadan ittirip, içeriye şöyle bir göz attığında Kaan'ın sandalyede bağlı, iki adamın ve Ayaz'ın başlarında bulunduğunu gördü.

Gözleri kısa bir süre için Can'ı aradı. Her işinde yanında olurdu, büyük ya da küçük. Şimdi olmamasını garipsemişti.

"Can nerede?"

Ayaz gelir gelmez sorduğu ilk sorunun bu olduğuna şaşırsa da teklemeden cevapladı.

"İşleri varmış."

"Ne işi varmış lan?"

Genç adam Kerem'in bu tavırlarına alışık olduğu için uzatmadı.

O hep başkalarına kızar, acılarını kendilerinden çıkarırdı. Ama ne yaparsa yapsın, bu adama minnettardı Ayaz!

"Abi ne bileyim ben? Yetişirim size, dedi, gitti."

Kerem Can'ın her zaman yanında olmasına alıştığı için bu onu biraz şaşırtsa da -kendinden daha önemli ne işi varmış diye düşündürse de- geçerli bir nedeni olacağını düşündüğünden uzatmadı. Bu piç herifin önünde ilgisi olmayan konuları konuşmaya pek gerek yoktu.

Kaan yarı ayık, yarı baygın bir şekilde bir sandalyeye bağlanmıştı. Kafasını dik tutmakta zorlanıyordu, arkasındaki adam saçlarından tutuyordu.

Kerem kendisine pek fazla iş kalmadığına sevinse mi, üzülse mi bilemedi. Adamlar onu döverek baya hırpalamışlardı.

Ceketini yeniden çıkardı. Burası soğuk bir yerdi ama içinde neden varolduğunu bilmediği bir öfke onu yakıyordu.

"Evet, gelelim fasulyenin faydalarına."

Kerem arkasından gelen ses ile lanetler okudu. Demin eksikliğini hissetmişti değil mi? Unutun gitsin!

"Can!"

"Ne var abi? Deminden beri ne bekliyorsun anlamadım ki?"

"Can!"

Dengesiz [ZeyKer]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin