Selamlar. Nasılsınız?
Dün bölüm atamadım ya la :D Neden oldu ben de anlamadım. Akşama doğru geçeyim şu bilgisayara diyordum, sonra fark ettim ki geçtiğimde çok akşam olmuş ysgdlıHSOŞ :D
Sonunda ZeyKer'in karşılaştığı bölüm geldi. Bakın barıştığı demedim sonra kızmayın ama o da geliyor. Bayağı da uzun oldu şimdi hakkımı yemeyin. Yazdığım en uzun bölüm hatta. Yaklaşık 4000 kelime. O kadar ne yazdın diyorsanız haydı okumaya. Ben daha fazla konuşmazsam tabii :D Ama konular kesin size gereksiz gelir :D Şaka şaka!
Şimdi siz iki tarafa ayrılmışsınız. Kadın diye Zeynep'in ne olursa olsun hakkının yenmesini istemeyenler ve hatalı diye Zeynep'in çabalamasını isteyenler. Ben de ne yapacağımı bilemeyerek yine kurguya sadık kaldım dlhasşo :D
Tekrardan söylüyorum mesaj kutum bozuk, okunmamış mesajlarımın olduğunu görüyor ama açamıyorum. Düzelinceye kadar bekleyeceğiz artık.
Bu bölümün ithafı Dependens'e gidiyor. Umarım beğenirsin canım. <3
Beğenmeniz dileğiyle.
Keyifli Okumalar! :)
Zeynep, yaklaşık bir hafta süren yoğun(!) çalışmalarının sonucunda, ancak yarım sayfa ve birbirinden bağımsız bir konuşma elde etmişti. Böyle duygusal yoğunlukta olduğu bir hafta geçirip de nasıl insan içine çıkardı? Nasıl güzel, akıllarda kalıcı bir konuşma yapardı? Kendi derdine bir çare bulamıyordu ki!
Hem ne anlatabilirdi ki? İnsanoğlu değişkendi. Üstelik derneğin amacıyla ilgili de pek bir bilgisi yoktu.
Herkesin bambaşka sorunları vardı. Kimileri küçücük bir şeyi büyütür, kimileri koca bir olayı yok sayardı.
Artık delirmenin eşiğine gelmişti ve arkadaşlarının aklına uyarak da olayı akışına bırakmıştı. Hem belki bir aksilik olurdu da programda onu konuşmak için sahneye çağırmazlardı?
İstediği şeyin olması sadece mucizeye kalmıştı.
Şimdi de bu geceki davete hazırlanıyor. Dolabının karşısında mal gibi elbiseleriyle bakışıyordu. Artık başı dönmüştü gözlerini oradan oraya çevirmekten.
Kocaman giysi dolabında giyecek elbette hiçbir şeyi yoktu! Zaten hangi kadının olurdu ki? Hoş Zeynep bu gece için süslenmek de istemiyordu. Bir haftadır hiç yapmadığı gibi. Gerçi bir haftadır evdeydi. Kime süslenebilirdi ki?
En sonunda saldım çayıra, Mevlâm kayıra, taktiğini uygulayarak beyaz bir gömlek ve kalem bir etek çıkardı. Evet madem bu bir nevi işti, o da iş kadınları gibi giyinecekti. Hiç strese girmeyecekti!
Kafasına sardığı havluyla, şu an sadrazamlara benziyordu. Aynadaki aksine bakıp yorgunca sırıttı. Ruhu bu hafta gereğinden çok yorulmuştu. Birine ne şekilde olursa olsun alıştıktan sonra gelen yalnızlık çok kötüydü. Onun eksikliğini daima hissediyordunuz.
Üzerindeki bornozu çıkarıp vücudunu şöyle bir süzdü. Zayıflamıştı ve zaten zayıf olan bedeni iyice küçülmüştü. Eh, en iyi diyet şekli, aşık olduğunuz adamdan ayrılmaktı. İleride bir gün bunu herkese yaymayı düşünüyordu. Hiç spora bilmem neye gerek yoktu.
İç çamaşırlarını giyip de gömleğine uzandığı an kapı destursuz açıldı. Yağmur, baş yardımcısı, çatılı kaşlarla kendisine bakıyordu.
"Ne var? Yine ne var?"
"Zeynep bu ne?"
Bunu derken Zeynep'in elinde tuttuğu gömleği göstermişti.
![](https://img.wattpad.com/cover/27489056-288-k238216.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dengesiz [ZeyKer]
FanficArabanın kaputuna yaslanmak için adımımı attığımda karanlık ve boş sokakta yankılanan sesleri duydum. "Sen kimsin lan? Ha kimsin söyle! Ne hakla bana böyle şeyler dersin?" Yönümü değiştirip kapının kolunu tuttum ama açmadım. İçimdeki dürtü beni...