Oyun/Round 2

24.5K 619 153
                                    

Bu bölümde "şunu yapsınlar, bunu etsinler" gibi yorum yapanları SORGUSUZ bir şekilde engelleyeceğim. Anket bölümleri haricinde (veya ben size sormadığım sürece) kurguya müdahale etmeyin/ özel istekte bulunmayın. Ben fikrinizi istediğim zaman soruyorum zaten, bu durum artık can sıkıcı olmaya başladı.

NOT: "Tuğra ve sinem sahneleri çok güzel ya, daha çok görelim." gibi yorumlar buna dahil değildir. Bu şekilde yorum yapabilirsiniz ama benim yerime hikayeyi kurgulamayın kafanızda. Umarım açıklayıcı olmuştur.

Başlıyoruz
______________________________________

Bakışlarımı şaşkınlıkla Tuğra'ya çevirirken "Oha!" dedim fısıltıyla. "Ne oyunu, kafayı mı yedin sen?"

"Ne var ya..?" dedi Tuğra da benim gibi fısıldayarak. "Biz bu şekilde yakınlaşmadık mı kızım? E Beren'le Alaz'ı da yakınlaştırırız işte.."

Bir kaç saniye düşününce mantıklı geliyordu aslında..

Sonra bir kaç saniye daha düşününce mantıksızlaşıyordu..

"Emin misin?" dedim Tuğra'ya şüpheci bir tavırla. "O oyun pek normal değil.."

Bir kaç saniye sessiz kalıp omuz silkti.

"Daha iyi bir fikrin mi var?"

Bende aynı şekilde omuz silktim. Bu ortamda bulununca bu tür absürt aktiviteler yanında promosyondu herhalde, alışacaktık..

Çağan Tuğra'nın kendisine söylediği şeyden sonra sorgusuz sualsiz oyunu çıkarmaya gittiğinde "Bekleyin ya.." dedim. "Elçin'le Arda da gelsin bari."

Ama Çağan oyunu çoktan çıkarmıştı tabi.. Konuşmama devam edip "Onlarsız olmaz ya!" diyeceğim sırada gözlerim Çağan'ın elindeki oyuna kayınca "Bir dakika ya.." dedim kaşlarımı çatıp. "Bu geçenki oyun değil ki.."

"O işte.." dedi Melis kutuyu incelerken. "Aynısı."

Önce Çağan'ın yüzündeki piçimsi ifadeye, sonra tekrar oyuna bakıp "Hayır." dedim. "İsmi falan aynı ama bu geçenki değil. Onun üzerinde +21 uyarısı yoktu..."

🏖️🏖️🏖️🏖️🏖️🏖️🏖️🏖️🏖️🏖️🏖️🏖️🏖️🏖️

~Elçin'in anlatımıyla~

"Ne oluyor? Niye toplanmışsınız böyle?"

Salona girdiğim an herkesi ortadaki beyaz sehpanın etrafında görünce ağzımdan böyle bir soru çıkmıştı ve cevap olarak "Gel gel." dedi Sinem. "Oyun oynayacağız."

Olup bitene anlam veremesemde Sinem'in yanına oturdum ve ortaya dizilen kartlara baktım göz ucuyla.

"Yine mi bu.."

Arda da aynı şekilde sehpanın etrafındaki yerini almıştı. Üstündeki tişörtü yırttığım için ona daha önce bana verdiği tişörtünü geri vermiştim giymesi için ve bunu kimse fark etmemişti sanırım..

"Aynısı değil." dedi Sinem beni cevaplayarak. "Yani genel olarak aynı kurallar falan filan ama.. Bu biraz daha şey.."

"Ney?"

"Sapıkça!" dedi Melis. "Sanki diğeri çok imanlıymış gibi.."

Söylediğine kıkırdayıp kolumu dürten Beren'e döndüm. Yeşil gözleri merakla bakıyordu yüzüme.

"Elçin.. Sapıkça derken, nasıl yani?"

Onu ürkütmek istemesem de dürüst davranıp "Yanii.." dedim. "Nasıl söylesem, baya sapıkça işte.. Öpüşme de var kucakta var... Ne ararsan!"

Yaz Yağmuru (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin