Yaz Yağmuru (+18)

R&Ç

______________________________________

İlk başta neden böyle davrandığını anlayamayıp heyecanlansam da sonrasında karşı dairenin kapısına yaslanıp bizi izleyen Buket'i görünce düştü jeton.

Benden dolayı veya değil, tam olarak bilmiyordum ama şuna emindim, Rüya kesinlikle nefret ediyordu Buket'ten.

Eh, haksız da sayılmazdı..

Bu yüzden hala sevgiliymişiz ve aramız mükemmelmiş gibi davranıyordu işte.. Bende bozmadım bunu, çünkü işime geliyordu.

Rüya'nın belini kavrayıp yavaşça yüzüne eğildim.

"Hoşbuldum sevgilim.."

Buket hala bize bakıyor olduğu için beni itemese de "Napıyorsun lan..?" dedi Rüya fısıltıyla.

Biraz daha yaklaşıp "Hiçbir şey.." dedim keyifle. "Sevgilimi öpmek istiyorum."

Dudaklarımızın arasında bir nefes kadar boşluk vardı ve Rüya'nın yutkunduğunu hissedebiliyordum bu yüzden.

Elini yanağıma koyup Buket'in görüş alanını biraz kısıtlarken "Ne sevgilisi gerizekalı!?" dedi sinirle. "Çekil şurdan!"

Belindeki elimle vücudunu kendime bastırırken "İnandırıcı olsun diye yani.." dedim ve çok az daha yaklaştım ama öpmedim tabiki.

Çünkü beni öldürecekmiş gibi bakıyordu suratıma.

O sırada Buket "Muhabbetiniz bol olsun gençler.." diyince fırsattan istifade ellerini göğsüme koyup yavaşça itti beni Rüya.

Sonra ikimizde Buket'e döndük.

"Baya sevindim sizin adınıza.." diye devam etti Buket. Gülüyor olsa da bozulduğu belliydi. "Sevgiline yakın olmak için mi tuttun yoksa daireyi..?"

Bu soru Rüya'ya olduğu için ona çevirdim bakışlarımı.

Önce göz ucuyla bana bakıp sonra elimi tuttu.

"Öyle ya.. Zaten tüm gün buradayız da, eve gitmek zor oluyor. Böyle iyi oldu."

"Hımm.." dedi Buket bu sefer de. Sonra yavaşça süzdü Rüya'yı. "Bir erkek için daire tutmakta.. Ne bileyim! O kadar düşmezdim herhalde."

Bu kız ortalığı kızıştırmayı ve laf atmayı ne kadar çok seviyordu amk!

Ama karşısındaki de Rüya'ydı işte.. Öyle kolay değildi.

Önce güldü Buket'in bu söylediğine.. Sonra hiç bozulmadan "Hıhımm.." dedi şımarıkça. "Başka şeyler tutmaktan iyidir tatlım ya.."

Ben ilk seferde anladığım için sırıtmaya başladım ama Buket'e biraz geç düşmüştü jeton.

Anladığında ise Rüya çoktan içerideki işlerine dönmüştü..

Ben de oyalanmadan Rüya'nın peşinden gittim ve "Sağlam geçiriyorsun ha.." dedim gülerek.

Ama o umursamazca omuz silkti.

"Sıranın sana gelmesini istemezsin.."

Derin bir iç çekip göz devirdim yalnızca. Bu kız beni ne zaman sevecekti..?

Bir süre ikimiz de sessiz kaldık. O salonun yerlerini siliyordu, bense onu izliyordum.

Ama aklım almıyordu! Bir insan temizlik yaparken bile nasıl bu kadar hoş görünebilirdi ki..?

Saçını dağınık bir şekilde toplamış, üstüne de siyah bir şort tulum geçirmişti. Onun altına beyaz bir tişört giymişti dümdüz. Yüzünde makyaj yoktu ama bebek gibiydi. Üstelik, çok ufaktı ya.. Cidden küçücüktü!

"Boyun kaç senin?"

Bu soru düşüncelerim yüzünden istemsizce çıkmıştı ağzımdan ama Rüya göz ucuyla bana bakıp "Napıcan?" dedi öfkeli gibi.

Omuz silktim. "Bir şey yapmicam, merak.."

"İnsanın başına ne geliyorsa ya meraktan, ya yar-"

Söylediği sözü yarıda bırakıp yüzüme bakmaya başladığında ben salak gibi gülüyordum, çünkü çok tatlıydı.

Bir süre daha sustuktan sonra "1,54." dedi ve işine döndü geri.

Bense hala gülüyordum.

Önce tepki vermedi ama gülmemek için kendini tuttuğu belliydi.

Sonra iç çekip "Sen buraya eğlenmeye mi geldin?" dedi yalandan bir sinirle. "Git de bir işin ucundan tut!"

Fatih'le Ömer neredeydi bilmiyorum ama "Diğerleri hallediyor.." dedim umursamazca. Ne güzel sohbet ediyorduk, ne gerek vardı işe?"

Ama Rüya bu halimden memnun olmayıp "Kapının önünde bir kaç valiz daha var." dedi. "Odayı temizledik, oraya taşıyabilirsin."

Emir büyük yerden olunca, bende sızlana sızlana kalktım mecbur.

Tam kapıdan çıkacağım sırada ise "Bir şey sorucam.." dedi Rüya.

Bende geri ona doğru döndüm.

"Efendim?"

"Senin boyun kaç peki?"

Yüzümde piçimsi bir gülüş oluşurken "Merak mı ettin?" dedim ama Rüya gözlerini devirip "Siktir git." dedi sadece.

Sonra işine döndü.

Bende bir kaç dakika daha onu izleyip "1,87" dedim bana bakmıyor olmasına rağmen.

Omuz bile silkmedi, tepki vermedi.

Dediğini yapmak için dışarı çıktım bende o yüzden. Kapının önünde 3 tane valiz vardı.

Bu Fatih malı nerdeydi Allah için? Eşya taşımıyorsa ne bok yiyordu??

Zaten ne diye geldiği de belli değildi de, neyse..

Valizlerin 2 tanesini alıp Rüya'nın temizlediğini söylediği odaya götürdüm ama orada benim getirdiklerimin haricinde 4 tane daha valiz vardı.

Anlam veremesem de son valizi de içeri taşıyıp sonrasında salona yöneldim tekrar.

"Siz buraya temelli taşındınız herhalde.."

"Ne?"

Kendimi koltuklardan birine atarken "Milyon tane valiz var.." dedim açıklama yaparak. "İki kişisiniz altı üstü, kimin bu kadar eşya?"

Hiç düşünmeden "Benim.." diye cevapladı Rüya. "Bakım eşyalarım falan filan var.. Anca sığdı, napim yani??"

Koltukta uzanır pozisyona geçerken "Ohoo.." dedim abartarak. "Seninle yaşanmaz ha, ne bu böyle?"

Viledayla işi bittiği için bir kenara bırakırken "Öyle.." dedi tripli tripli. "Ama bırakta bunu benimle yaşayanlar düşünsün, hm?!"

Normalde didişmek benim favori aktivitemdi ve söylenen şeylere de alınmazdım ama, bu beni bir tık üzmüştü nedense.. Haklıydı, evet. Sonuçta onunla yaşamayacaktım..

Bu yüzden iç çekip "Yani.." dedim. Sonra içimden geçenleri sesli bir şekilde söyledim. "Benimle yaşamayacaksın sonuçta.."

Cevap vermediğinde ise yerimden doğrulup gözlerine baktım.

"Tabi benimle evlenmezsen.."

______________________________________

Niye evlensin lan senle, hıyar herif

Bu arada, önceki bölümde, şu balkon olayını öyle yazmayacaktım normalde. Planı sonradan değiştirdim. Önceki olayın ne olduğunu söylemicem ama bunu yapmamın sebebi hikayenin daha fazla uzamaması.

Kurguyu normalde düşündüğümden daha kısa yapmayı, yani bitirmeyi düşünüyorum. Ama kafanız karışmasın, çünkü bir kaç bölüm sonrasından bahsetmiyorum. Var olan olaylar çözülecek, beklenilen gelişmeler yaşanacak elbet. Sadece yeni bir olay katmak istemedim.

Açıklama yeterli oldu mu bilmiyorum aklınıza takılan bir şey varsa sorabilirsiniz. HAYDİN BB.