Yaz Yağmuru (+18)

666

______________________________________

~Elçin'in anlatımıyla~

Rüya tuvalete gittikten sonra Melis ve Beren kendi aralarında tekrar ufak bir sohbete dalınca bende Arda'ya dönüp stresli bir şekilde aşağı yukarı salladığı bacağına koydum elimi.

Gözleri elime kaydığında "Sakin ol biraz.." dedim fısıltıyla. "Bu kadar düşünme."

Arda bu söylediğime yalnızca kafa salladığında hala içinde bir huzursuzluk olduğunu fark ederek yüzüne yaklaştım ve "Düzelecek merak etme." dedim. "Nasıl olacağını bende henüz bilmiyorum ama halledicez.."

Bacağını sallamayı bıraktığında gözleri beni buldu bu sefer.

Bir kaç saniye öylece gözlerime baktıktan sonra dudaklarıma kaydı bakışları. Sonrasında kendini toparlayıp yutkundu ve geri önüne döndü.

Artık bana bakmıyordu ama hala bacağında olan elimi tutup "İyi ki varsın Elçin.." dedi sessizce. Parmakları parmaklarımı okşuyordu ve fazlasıyla nazikti bunu yaparken. "Seni sevdiğim için kendime kızamıyorum çünkü sevilmeyi fazlasıyla hak ediyorsun.."

"Seni sevdiğim için kendime kızamıyorum" cümlesi belki bir başkası için sorun teşkil edebilirdi ama ben artık Arda'nın söylemek istediklerini ve yüreğinden geçenleri anlıyordum. Yaşadığı tüm bu şeylerin sebebi beni sevmesiydi sonuçta. Hemde hiç beklemediği, tahmin bile edemediği bir şekilde.

Sanırım bana "Yaz Yağmuru" demesinin nedenini daha iyi anlayabiliyordum artık..

Söylediği şeye hafifçe gülümsedikten sonra masaya yaslanıp "Sen de iyi ki varsın.." dedim bende aynı şekilde sessizce. "İyi ki senin Yaz Yağmuru'num.."

Bunu söylediğimde kafasını kaldırıp gözlerime baktı ve ben o an yaklaşıp onu öpmek istedim ama etrafta bu kadar insan varken, özelikle kardeşi karşımızda oturuyorken uslu dursam daha iyi olurdu..

Zaten Çağan'ın salona girişiyle aramızdaki romantik ambiyansta dağılıp yok olmuştu bile..

"Ooo naber millet? Toplanmışız bakıyorum.."

Çağan'ın gözleri Ömer'i bulduğunda  kaşlarını çatıp bize döndü ve "Hayırdır?" der gibi bir bakış attı bize. Özellikle Arda'ya..

Arda ise bıkkın bir nefes verip "Sonra konuşuruz." dedi. "Ömer ve ablasını takılmak ve de tanışmak için biz çağırdık."

O an aklıma gelen şeyle Arda'yı dürtüp "Ne zaman özür dileyeceksin çocuktan?" desem de Arda beni duymamış gibi masaya yaslanıp Çağan'a bakmaya devam etti.

Çağan da Ömer'e dönüp "Şu az önce tuvalet arıyorum ayağına düz yolda bana çarpan bücür şey senin ablan mı?" dedi şaşkınlıkla.

Ömer bunun üzerine gülerek "Hem sana çarpıp hem de çirkeflik yaptıysa muhtemelen o olmalı, evet.." dedi. "Tanıştığınız iyi olmuş."

Çağan boş sandalyelerden birine otururken "Çirkef demek az kalır.." dedi abartarak. "Öyle bir cırlıyor ki, kulak zarım patladı!"

Melis Çağan'ın dediğini duyduğunda Beren'le konuşmayı bırakıp "Sen benim arkamdan da mı böyle konuşuyorsun lan?" dedi Çağan'a. Sonra Atakan'a dönüp dudağını büzdü. "Aşkım bak arkadaşın bana ne diyor.."

Beren'le ben kıkırdamaya başladığımızda Çağan teslim oluyor gibi ellerini kaldırıp "Yok abla estağfurullah!" dedi alayla ama Melis bu sefer de abla demesine cırlayıp "Yuh!" dedi öfkeyle. "Küçülde cebime gir be!"

Atakan Melis'in bu haline gülerken kolunu ona dolayıp "Takılma şuna.." dedi umursamazca. "Zevzeğin teki, bilmiyorsun sanki!"

Çağan bunun üzerine arkasına yaslanıp "Vay be!" dedi yalandan bir sitemle. "Ulan bir kız için dostuna dediğin lafa bak.. Harbiden VAY BE!"