Bu kitap ağır cinsellik içerir, rahatsız olacaklar okumasın lütfen!!
Ayrıca kitabı can sıkıntısından yazdığım için yazım kurallarına dikkat etmicem. Edebi bişey beklemeyin. Günlük ağızla yazılacak.
Konusu🏖️
Kız kıza tatile çıkan 4 arkadaşın kendile...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Medya ve multimedya: Melis 👑
İlk defa Elçin'den başka birinin modelini görüyorsunuz..
Size bölümün sonunda ufak bir sürprizim var ama mla gibi direkt sona gitmeyin hee, okuyun bölümü az heyjan olsun ______________________________________
~Elçin'in anlatımıyla~
Atakan'ın Melis'e yaklaşıp fısıltıyla söylediği cümleyi ilk başta yanlış anladım sandım ama Arda bir anda bileklerimi yakaladığında fark ettim, doğru anlamıştım.. Şuan dördümüzün yalnız kalması, aynı koltuğa oturmamız, Melis'in ufak cilveleri.. Hepsi tek bir şeyi getiriyordu akıllara.
Daha önce dörtlü olarak yaptığımız grup seks..
Gerçi, buna grup demek yanlıştı belki de, bilemiyorum. Çünkü biz yalnızca kendi partnerlerimizle ilgileniyor, sadece aynı ortamda oluşumuzun tadını çıkarıyorduk. Işık da kapalı oluyordu ayrıca..
Bu konuda uslu durmayan tek kişi Melis'ti.. O beni de elliyordu arada.
Arda'nın parmakları bileklerime dolandığında cılız bir nefes verip "Arda.." dedim fısıltıyla. İki bileğimi de arkaya çevirip bel çukurumda birleştirirken "Sevgilim..?" dedi "Efendim" der gibi. Bir anda nefesinin düzeni değişmişti sanki.
Gözlerim karşımda oldukları için Melis ve Atakan'a takıldığında Atakan'ın Melis'e henüz dokunmadığını gördüm. Yani, dokunuyordu ama, yalnızca saçlarına.. Çok, çok yavaş dokunuyordu. Parmak uçları süzülüp geçiyordu Melis'in sarı saçlarından. Yüzünde ise alaycı bir ifade vardı. Böyle bakınca avıyla oynayan bir aslana benziyordu.
Arda'nın belimde birleştirdiği elleri tek bir avucunun içine hapis olurken boşta kalan eli saçlarıma uzanıp nazikçe toparladı saçlarımı. Omzuma dökülen nemli saçlarımı geriye doğru alıp boynumu açıkta bıraktı ve içimi titreten bir öpücük bıraktı açıkta kalan tenime. Dudakları boynuma değdiği an gözlerimi kapattım. Bir anda kan akışım hızlanmış, bedenimdeki tüm kan yanaklarıma toplanmıştı sanki. Vücudum yanıyordu. Gerçek anlamda tenimin sıcaklığının dışa yansıdığını hissediyordum ve küçük bir öpücüğün bende böyle bir etki bırakması soluğumu hızlandırıyordu.
Bu küçük öpücük sona erdiğinde Arda benden uzaklaşmak yerine daha çok sokuldu vücuduma. Dalgalı saçları benim nemli saçlarıma sürtünüyor, dudakları kulağımın bir kaç milim ötesinde duruyordu. "İstiyor musun?" dedi fısıltı gibi çıkan erkeksi sesiyle. Sıcak nefesi tenime sürtüp yanağımı okşayarak havaya karışırken bunu gerçekten sormuştu..
Yutkundum ve iradem dışında hızlanan soluğumu dizginledim. "İstiyorum.." Benim sesim onunkinden çok daha alçak ve inilti gibiydi. Gözlerimi hala açmamış olsam da Arda'nın gülümsediğini biliyordum.
Eli omuzlarımdan süzülüp boğazıma geldiğinde hem nazik hem de sert olmayı başararak tuttu boğazımı. Parmak uçları çeneme tekabül ediyordu ve gücü beni esir almıştı bile. Sırtım onun göğsüne yaslanırken "Neyi istiyorsun peki?" dedi keyifli çıkan sesiyle. Eğleniyordu, keyfi yerindeydi.. Ama beni deli gibi arzuluyordu, bunu biliyordum.
