Çünkü Sen Benim Kalbimsin..

7.1K 282 67
                                    

______________________________________

Nihayet Arda'yı biraz sakin olması konusunda ikna ettiğimde bu mevzuyu diğerlerine de anlatıp hep beraber bir şeyler düşünmeye başladık.

Alya'yı ise hiç uyandırmadık. Uyandığında ona otobüsü kaçırdığını, bugün gidemeyeceğini falan söyleyip bahane uyduracaktık. Çünkü babasının annesini rahatsız ettiğini bilmesini istemiyordu Arda. Ki zaten bana göre de doğru olan onu şimdilik bu olaylardan uzak tutmaktı.

Alaz ve Beren haricinde hepimiz, erkek apartında toplanmış, sabahın körü olmasına rağmen bu olayı konuşuyorduk şimdi.

Tabi, Rüya ve Ömer de burada değillerdi. Kendi apartlarındalardı şuan. Ve muhtemelen uyuyorlardı.

Ben bu süre zarfında isminin Elif olduğunu öğrendiğim kızla şahsi olarakta görüşmüş, Zeliha teyzenin durumunu sormuştum. Çünkü Arda'yı duşa yollamıştım biraz kendine gelmesi için. Bu arada da habersiz kalamazdık tabi.

Aslında, Zeliha teyzenin bir şeyi yoktu anladığım kadarıyla. Hatta Elif'e Arda'nın eve döneceğini söylediğimde "Gelmesin." demişti Zeliha teyze arkadan. "Alya'nın yanında dursun, ben iyiyim."

Şu pislik herifin derdi tamamen Alya'ydı belli ki. Zeliha teyzeyi yalnızca korkutmuş, Alya'nın yerini falan sormuştu.

Amacı neydi cidden anlamıyordum ama Arda sağ olduğu sürece o adamın Alya'ya uzaktan bile bakamayacağının farkındaydım.

Bu Arda için kırmızı çizgiydi.

Bunları diğer beylerden de dinlemiştim ve hepsi Arda'yı bu adamdan uzak tutmamız gerektiğini söylüyordu.

"Elinden bir kaza çıkabilir.." demişti Tuğra.

Bu yüzden, bende Arda'nın şuan eve dönmesini istemiyordum sanırım.

Arda duştan çıkıp salona geldiğinde bu düşüncemi dile getirip ona da söyledim ama fikrimi reddetip "Gitmek zorundayım." dedi kesin bir şekilde.

Ona kendisi banyodayken Elif'le konuştuğumu, Zeliha teyzenin de benimle aynı fikirde olduğunu anlattım.

Atakan, Çağan, Fatih, Tuğra ve kızlar da aynı şekilde bana katıldılar.

Hepimizin baskı yapması Arda'nın kafasını karıştırmış gibi görünüyordu ama "Ne olacak o zaman??" dedi Arda öfkeyle. "O herif buna tepki göstermeyişimden cesaret alıp yine aynı şeyi yapar!"

Buna ne cevap vermeliydim bilmiyordum açıkçası ama, cevap vermeme de gerek kalmadı zaten. Çünkü tam o sırada kapı çaldı ve Tuğra kapıyı açmak için kalktı yerinden.

Ama gariptir ki Fatih onu durdurup "Ben açarım." dedi ve kendisi koşup açtı kapıyı Tuğra yerine.

Gelen Ömer'di.

Ömer'in bu saatte gelmesinden ve yanında Rüya'nın olmayışından anladığım kadarıyla, Fatih onun geleceğini biliyordu zaten. Bu yüzden o açmak istemişti kapıyı.

Son zamanlarda biraz tuhaflardı zaten ve, normalde olsa bu konuyu gündeme getirir, çöpçatanlık yapardım ama şuan pek modumda değildim.

Bu yüzden bunu düşünmemeye çalıştım.

Tek söyleyebileceğim, Fatih'in içinde gizli bir biseksüel tarafı olduğuna emin olduğumdu.

Ömer salona gelip neler olduğunu sorduğunda ona herşeyi gelişigüzel anlatıp durumumuzdan bahsettik.

Çaresiz gibiydik açıkçası. Yani bize göre yapmamız gereken şikayetçi olmaktı ama bu Arda'yı tatmin etmeyince bizi de etmiyordu.

Bu yüzden kara kara düşünüp duruyorduk.

Ama Ömer tüm anlattıklarımızı dinledikten sonra bizi bu ruh halinden kurtaracak bir şey söyleyip "Keşke ilk bana anlatsaydınız." dedi kendinden emin bir şekilde. "Babam uzun yıllardır Emniyet müdürü, eminim bahsettiğiniz herifi içeriye tıkacak güce sahiptir.."

Gözlerim şaşkınlık ve sevinçle aralanırken "Ciddi misin?" dedim Ömer'e merakla. "Yani yapabilir mi gerçekten?"

Eğer cidden Ömer'in bahsettiği gibiyse her şey hallolurdu çünkü. Arda'nın polisler konusundaki isteksizliği bu yüzdendi. Olayın uzayacağını, adamın tutuklansa bile tekrar serbest bırakılacağını, sonra yine ailesine musallat olacağını düşünüyordu. Bu sebeple istemiyordu.

Ama Ömer'in babası bu işe el atarsa böyle bir sorunumuz olmayacaktı.

Ömer benim heyecanlı sorularımdan sonra "Sanırım evet.." diyip Arda'ya döndü. "Hangi şehirde, ve tam olarak neresinde yaşıyorsun, bahsetsene biraz."

Arda bu düşünceye tam anlamıyla "Olur" gözüyle bakmıyordu sanırım. Bu yüzden "Halledebileceğine emin misin?" dedi şüpheyle. "Adamın kesin olarak yaptığı bir şey yok. Darp veya herhangi bir şekilde zarar verme gibi bir durum söz konusu değil. Yalnızca rahatsızlık veriyor. Bazı tehditleri falan da var tabi ama, bunları kanıtlamak falan zor iş. Ceza alsa bile pek etkili bir şey verileceğini sanmıyorum."

Arda sözlerini bitirdiğinde Ömer kafa sallayıp "Haksız sayılmazsın.." dedi. "Normalde olsa öyle olur, evet.. Ama dediğim gibi, babam emniyet müdürü. Tanıdığı da oldukça fazladır. Bir, iki şahit yeterli olur, halledeceğine emin olabilirsin."

Ömer bunları söyledikten sonra biraz duraksayıp Arda'ya yaklaştı ve "Bak.." dedi yüzünü gösterip. "Bu bebek yüzümü dağıttığın günü hatırlıyor musun..? Sana cezai yaptırımı çok fazla değilmiş gibi geliyor olabilir ama, sırf bunun için seni içeri attırabilirdim. O yüzden, beni ve babamı pek fazla küçümseme.."

Başta Fatih ve ben olmak üzere hepimiz Ömer'in bu şımarık ama tatlı tavrına gülümserken Arda kafasını eğip "Anladım.." der gibi salladı yalnızca.

O an Arda'nın bu tepkisinin mahcubiyetten dolayı olduğunu anlamıştım. Bu olay için Ömer'den hala özür dilememişti çünkü..

Ama şuan bunu göz ardı ettim tabi. Onun yerine Arda'nın Ömer'e oturduğu şehri, adresi ve komşusunun bu olaya tanık oluşunu anlatmasını dinledim.

Sonrasında Ömer babasıyla bir kaç telefon görüşmesi gerçekleştirip ona da anlattı durumu.

Ve babası da yardımcı olacağını söyledi sanırım.

Tüm bunlar olduktan sonra Arda'nın yanına yaklaşıp göğsüne yaslandım hafifçe. Az da olsa rahatladığını görmek iyi hissettirmişti.

Kollarımı ona doladığımda telefonunu çıkarıp ekranı bana çevirdi ve "Otobüs saatine az kaldı.." dedi saate bakmamı ima ederek.

Kafa sallayıp "Hıhım.." dedim mırıltıyla. "Ama gitmeyeceksin."

"Gitsem iyi olur bence.." dedi Arda ısrarla. Karşı çıkacağımı, hepimizin karşı çıkacağını biliyordu halbuki.

"Gitmenin bir manası yok." dedim inatla. Kafamı göğsüne yaslamış, gözlerimi kapatmıştım. "Eninde sonunda benim dediğim gibi olacak, bunu sende biliyorsun. O yüzden uzatma ve şimdiden kabullen bence."

Bunu dediğimde yüzünü görmesem bile gülümsediğini hissettim. Sonrasında saçlarımı öpüp "Aslında.." dedi düşünceli bir şekilde. "Sanırım haklısın. Senin istediğin gibi olunca bir şekilde her şey yoluna giriyor çünkü, bunu kabullensem iyi olacak."

Bu sefer gülümseyen bendim ama bir şey söylemedim. Ona sarılmaya devam ettim yalnızca.

Arda'ysa kulağıma yaklaşıp devam etti konuşmaya.

"Bu yüzden her zaman seni dinlicem.. Her zaman 'kalbimi' dinlicem.."

______________________________________

...

Beğendiniz mi bölümü???

Bu arada, size bir şey söylicemm! "Gece" isimli kurgumu okuyanlar, bugün yayınladığım bölümü okudu mu acabaaa??

Bölümde ufak bir ayrıntı vardı, farkeden, bilen, gören varsa el sallasınnnnn 🖐🏻 (Zaten çok gizli bir detay değil."

"Yaz yağmuru" ve "Gece"'nin aynı evrende geçtiğini düşündüren (?) minik bir detay yalnızca..

O zaman sonraki bölümde görüşürüzzz. HAYDİN BB.

Yaz Yağmuru (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin