Bugün 24 temmuz. Yani bu kitabın yayınlanma tarihinin tam bir ay sonrası. İyisiyle kötüsüyle arkada bıraktığımız bir ay ve 50 küsür bölüm..
Duygulanmam mı gerek bilmiyorum ama pek duygusal değilim wmznkwnzöa o yüzden uzatmadan bölüme geçelim
Başlıyoruz. ______________________________________
~Elçin'in anlatımıyla~
Arda ve Alya gittikten sonra bakışlarım hala kafa karışıklığıyla birbirlerini süzen kızları bulup sorgularcasına üzerlerinde gezinirken Sinem derin bir iç çekip "Sesi titriyordu.." dedi bir anda.
Bunu neden söylemişti bilmiyordum ama belli ki onlar da fark etmişti Arda'nın davranışlarındaki detayları.
Evet sesi titremişti.. Ve evet bunu bende biliyordum.
Ama sustum.
Buna ne cevap vereceğimi bilemedim ve sustum yalnızca.
Tüm bu olanlar, bu öğrendiklerim zihnimi alt üst etmiş, kafamı fazlasıyla karıştırmıştı ve görünen o ki kızların da benden bir farkları yoktu ama ne diyeceğimizi bilemediğimiz için susuyorduk sadece.
Sessizliği bozansa Beren'in kendini koltuğa atıp "Ne olacak şimdi?" demesi oldu. "Yine de gidecek miyiz..?"
Her şeyimizi hazırlamış, tamamen toparlanmıştık ve bana kalırsa, daha doğrusu kalbime değil de aklıma kalırsa gitmeliydik ama Melis benim düşündüğümün aksine kafasını iki yana sallayıp "Hayır.." dedi. "Gitmicez."
Kaşlarımı çatıp "Sebep?" dedim Melis'in bu cevabına karşılık. "Sabahın köründe kalkıp valiz hazırlayan sen değil miydin? Gitmek istiyordun, ne oldu şimdi?"
Ne olduğu bariz belliydi aslında.. Arda'nın yaptığı açıklamalar ve özellikle beylerin bir suçlarının olmadığını söylemesi Melis'in içindeki olumsuz düşünceleri yok etmişti. Zaten içten içe Atakan'la barışmak için bahane arıyordu ve aradığını da bulmuştu bir nevi.. Gitmek istemezdi o yüzden.
Tabi bana bunları itiraf etmek yerine yalnızca omuz silkip "Belki Arda doğru söylüyordur çünkü.." dedi. "Yani, bilmem. Anlattıkları doğruysa, ki bence öyle, ikinci bir şansı hak ediyordur.. Ve, diğerleri de öyle. Onların bir suçu yokmuş.. Biz de birbirimiz için bu tür şeyler yapıyoruz sonuçta."
Beren Melis'in bu şekilde konuşmasını beklemediği için şaşkınlık dolu bir heyecanla yerinden kalkıp "Evet!" dedi. "Hiçbir suçları yok! Gitmeyelim.. Lütfen.."
Sinem de aynı şekilde "Evet..!" dediğinde derin bir iç çekip "Siz bilirsiniz." dedim yalnızca. Açıkçası şuan gitmeyi bende istemiyordum. Şuan yalnızca Arda'yı düşünüyordum. Ne olacaktı, ne yapacaktık bilmiyordum ve kafam da çok karışmıştı bu konuda..
Söylediğim şey üzerine Beren salonun kapısına doğru yönelip "O zaman gitmiyoruz." dedi. "Şey.. Biliyorum bana kızacaksınız ama, benim yukarı çıkmam gerek!"
Sonrasında cevap vermemize izin vermeden ve arkasından seslenişlerimizi umursamadan odasına koştu..
🏖️🏖️🏖️🏖️🏖️🏖️🏖️🏖️🏖️🏖️🏖️🏖️🏖️🏖️
~Beren'in anlatımıyla~
Kızların yanından ayrılıp odama koştuğumda hiç vakit kaybetmeden üzerimdeki pijamalardan kurtulup toz pembe bir şort ve uzun, beyaz bir tişört giyip doğruca erkek apartının yolunu tuttum.
Alaz'la konuşmayı o kadar çok istiyordum ki, merdivenleri ikişer üçer çıkıp saniyeler içinde varmıştım üst kata.
Kapıyı çaldığımda biraz nefes nefeseydim ama olsun..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaz Yağmuru (+18)
ChickLitBu kitap ağır cinsellik içerir, rahatsız olacaklar okumasın lütfen!! Ayrıca kitabı can sıkıntısından yazdığım için yazım kurallarına dikkat etmicem. Edebi bişey beklemeyin. Günlük ağızla yazılacak. Konusu🏖️ Kız kıza tatile çıkan 4 arkadaşın kendile...