C.A.-2

12.6K 475 194
                                    

Lütfen bol bol yorum yapmayı unutmayın. ______________________________________

Alya Çağan'a kafa sallayıp süreyi başlattığında Rüya hala sızlanıp "Bırak lan beni!" diyordu Çağan'a. "Öküz herif!!"

Benden size bir tavsiye beyler, kadınların kilosuna asla laf etmeyin..

İster 100 kilo olsun, ister 50, her türlü kan davasına döner bu olay..

Çağan Rüya'nın belini daha sıkı kavrayıp "Bir rahat dur!" dese de Rüya onu dinlemeyip "Bırak lan o zaman!" dedi yine. "Bırak kaybedelim, ben istemiyorum seninle takım olmayı..!"

Tabi Çağan pek oralı değildi..

Rüya'nın huysuzlanışını umursamıyordu ve sürenin yarısı bittiğinde Rüya da artık pes edip bıraktı debelenmeyi.

Hala uyuz oluyordu Çağan'a ama bir şey demiyordu.

Çağan Rüya'nın sızlanmayı bıraktığını görünce "Boynuma sarıl." dedi ama Rüya anlamayıp "Ne?" diyince tekrar etmek zorunda kaldı.

"Kollarını boynuma dola."

"Sebep?"

Çağan bir kaç saniye düşünse de sonrasında omuz silkip "Böyle pek dengeli durmuyoruz çünkü." dedi. "Sırtım ağrıdı!"

Yine yalan söylüyordu şerefsiz..

Ama Rüya bıkmıştı sanırım onunla uğraşmaktan. O yüzden yalnızca offlayıp dediğini yaptı ve kollarını Çağan'ın boynuna doladı.

"Oldu mu paşam??"

Çağan sırıtıp "Oldu oldu.." dediğindeyse ben sırıtarak izliyordum onları..

Her saniye didişip birbirlerinden nefret ediyor gibi konuşuyorlardı ama tuhaf bir şekilde uyumlulardı da.. Aralarında alakasız bir çekim vardı sanki.

Alya telefonu Çağan'a çevirip sürenin bittiğini işaret ettiğinde Çağan Rüya'yı yere bırakmak yerine öylece durup "Kazandık gördün mü..?" dedi sırıtarak. "Az yüzün gülsün be!"

Rüya'ysa ellerini Çağan'ın boynundan çekmeden "Aman ne güzel!" dedi gözlerini devirip. "Öldüm mutluluktan!"

Fatih ayağa kalkıp "Siz halinizden memnunsunuz galiba.. Biz çıkalım mı?" diye piçlik yapınca Çağan Rüya'yı kucağından indirip "Boş yapma!" dedi. "Belim koptu zaten.."

Rüya bu sefer Çağan'a hiç bakmadan yanımıza gelirken "Vallahi 51 kiloyum, buna bile ağlıyorsan senin sorunun!" dedi tripli tripli.

Bense didişmelerinden baygınlık geçirip "Yeter ya!" dedim ikisine de. "Çocuk gibi birbirinize laf atıp durmayın.. Ne güzel oyun oynuyoruz."

Bu çıkışım üzerine ikisi de sustu ve Fatih'le Ömer yeni meydan okuma için oyunun başına geçtiler.

Onlara gelecek şeyi bilmiyordum tabi ama Rüya'yla Çağan'a çıkan görev gibi bir şey çıksa gülmekten öbür dünyaya giderdim sanırım.

Ben bunları düşünürken Ömer isteksiz bir şekilde uzanıp bir kart çekti ve okumaya başladı.

Görev: Bir bedende iki can
Bu görevde çiftimiz sırt sırta durup ellerinden çapraz bir şekilde bağlanacak (sağ eller birbirine, sol eller birbirine olmak üzere) ve verilen süre içinde iplerden kurtulmaya çalışacak. İplerden tamamen kurtuldukları takdirde bir sonraki etaba geçmeye hak kazanırlar. (Süre: 180 saniye)

Böyle okuyunca bu görev pek zor gibi gelmiyordu ama oldukça zordu bence. Ama belki Fatih'le Ömer'i yakınlaştırabilirdi..

Tuğra ve Çağan bir ip bulup ikisinin de ellerini görevde yazdığı şekilde bağladıktan sonra Tuğra Alya'ya döndü ve süreyi başlatmasını söyledi.

Yaz Yağmuru (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin