E Artık Size De Sıra Gelsin Tabi!

14.1K 499 132
                                    

*Bu bölüm, bir önceki bölümde yarım kalan Sinem ve Tuğra sahnesi yüzünden depresyona girenlere ithafen yazılmıştır..*

Wmkxlajzlqnzlajz

Başlıyoruz 🏖️
______________________________________

~Sinem'in anlatımıyla~

Ne kadar süredir buradaydık bilmiyordum ama buradan çıkmayı hiç ama hiç istemiyordum şuan.

Dakikalardır - belki saatlerdir - burada uzanıyor ve özlem gideriyorduk ama ben yine de doyamıyordum Tuğra'ya..

O da aynı hisler içinde olmalı ki, yaklaşık milyonuncu kez öpüyordu boynumu. Bundan hiç bıkmayacak gibiydi..

"Neden hep boynumu öpüyorsun?"

Hala onun altındaydım ve ellerim onun ellerine kenetlenmiş durumdaydı. Yüzüme yaklaşıp burnunu burnuma sürterken "Seviyorum çünkü.." diye cevapladı sorumu.

Ben cevapsız kalmayı seçtim ve gözlerimi kapattım yalnızca.

Bu sefer kulağıma doğru eğildi ve benim bitti sandığım konuşmasına devam etti fısıldayarak.

"Ve kokuna aşığım.."

Bunu biliyordum çünkü çok kez dile getirmişti ama genelde hep "Çok güzel kokuyorsun." diyerek belli ederdi bunu. "Kokuna aşığım." demek biraz şeydi.. Nasıl desem..

Kalp atışlarımı hızlandırmıştı..

Tuğra'nın parmaklarını yüzümde hissettiğimde "Gülümsediğine göre hoşuna gitmiş, hm?" dedi yanağımı hafifçe okşayarak.

Gözlerim kapalıydı ama onun da benim gibi sırıttığına emindim.

Bir şey söylemek yerine yalnızca "Mmm.." diye bir mırıltı çıkarttığımda Tuğra'nın yüzümde gezinen elini fırsat bilip boşta kalan elimi göğsüne koydum ve yavaşça araladım gözlerimi. Sonra göğsünü hafifçe itip "Kalk artık.." dedim sızlanarak. "Çok ağırsın."

Aslında boşuna sızlanıyordum çünkü konu bu değildi. Sadece, onun üstümde olması.. Nasıl desem, vücudunu benimkine bastırması ve beni öpüp durması biraz tahrik ediciydi ve utancımdan geberip gitme niyetinde değildim.

Ama Tuğra yalan söylediğimi fark ederek "Ağırlığımı vermiyorum bile!" dedi.

Bu sefer omuz silkip "Olsun!" dedim. "Çok sıcak ama.. Kalk o yüzden."

"Çok mu sıcak? Yavrum klima açık, ne sıcağı??"

"Ya ben yanıyorum belki Allah Allah!!"

Tuğra bu son söylediğime sırıtıp "Senin derdin başka bence." dedi. "Söndürelim ateşini.."

Utandığımı bile bile böyle konuştuğu için diğer elimi de ondan kurtarıp sağlam bir yumruk geçirdim karnına.

Hayvan herif..

Tamam sert vurmuştum ama yine de abartı bir şekilde "Ağhhh!" dedi yüksek sesle. "Kızım napıyorsun ya?!"

Bu sefer iki elimi de göğsüne koyup itmeye uğraştım ve "Kalk!" dedim sızlanarak ama kıpırdamıyordu bile yerinden.

Bende çocuk gibi huysuzlanıp debelenmeye başladım inatla.

Tuğra yine ellerimi tutmaya uğraşıp "Bebeğim dur bira-" demeye kalkıştı ama ben onu dinlemeyip altında kıvranıp durduğum için dizim istemsizce yanlış bir yerine çarptı ve acıyla inleyip yarım bıraktı cümlesini..

Eli şortunun üstüne giderken gözlerini kapatıp canının acısından dolayı yüzünü buruşturdu ve ben hem şok hem de suçluluk duygusuyla sadece "Tuğra.." diyebildim mırıltıyla.

Yaz Yağmuru (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin