Giden Gitmiştir, Gittiği gün Bitmiştir..

16.2K 624 745
                                    

Ben gideni değil giden beni kaybetmiştir..

Yorum sınırı 500 asko..

Başlıyoruz 💙
______________________________________

"Hiçbirinizden itiraz istemiyorum" mu?

İyi de itiraz etmek zorundaydım! Arda'yla olan ilişkim - ilişki denirse- daha yeni bitmişti ve ben bu halde partiye mi gidecektim?

Bana kalırsa hayır..

Ama bana kalmamıştı tabiki. Melis bu işi kafasına koyduğu ve bize fırsat tanımadığı için saatler sonra aynanın karşısında parti için hazırlanırken buldum kendimi..

Öyle yorgun, öyle uykusuzdum ki..

Ama Melis'e göre çok iyiydim. Hatta mükemmel görünüyordum ve o partiye gidip Arda'ya ne kaybettiğini gösterecektim. Melis öyle diyordu..

Sırf bunun için Atakan'a mesaj atıp "Bugün meşgulüz, plaja bizsiz gidin, partiye gidicez" demiş ve erkeklerin haberi olmasını sağlamıştı.

Atakan yerinde olsaydım Melis'i asla ama asla aldatmazdım. Kesinlikle ölmekten beter ederdi insanı çünkü..

Yüzüme tatlı bir makyaj yapıp üstüme Melis'in de katkılarıyla göğüs dekolteli mini bir elbise giydikten sonra kızların da hazırlanmasını bekledim ve hepimiz hazır olduktan sonra aparttan ayrılıp partinin yolunu tuttuk vakit kaybetmeden.

Nereye ve nasıl bir yere gittiğimizi ancak partiye vardığımızda öğrenebilmiştim çünkü sormak aklıma bile gelmemişti ama lüks bir otelin bahçesinde yapılan, canlı müziğin olduğu bir havuz partisiydi bu.

Ve itiraf etmek gerekirse, oldukça güzel bir ortamdı..

Tabi buraya Arda'yla gelsek belk- Yok, yok.. Arda'nın ismini aklımdan bile geçirmeyecektim. Melis ağzıma sıçardı bilse..

Bu düşünceleri kafamdan atıp kızların peşinden gittiğimde havuzun kenarına konulan minik masalardan birinin etrafına dizildik ve Melis'in sanki biri bizi dinliyormuş gibi fısıltılı bir şekilde konuşmasını dinledik.

"Bana bakın! Bizim öküzler muhtemelen buradalar şuan ya da en kısa sürede burada olurlar. Atakan bana 'Tamam, keyfinize bakın.' dedi ama yemezler tabi.. Burada tek bırakmazlar bizi. O yüzden, ona göre davranın tamam mı? Özellikle sen Elçin.. Her saniye sırıt, dans et, keyfine bak.. Sakın Arda'yı düşünüpte yüzünü asma, anladın mı beni?"

Kendi beynimi şuan kullanamıyordum ve Melis'in fikirlerinin işe yarayacağını biliyordum.. O yüzden kafa sallayıp "Tamam." dedim çaresizce. "Anladım."

Böyle diyordum ama yüzüm yine asıktı tabi.. Melis kaşlarını çatıp aptal aptal yüzüme baktı bu yüzden.

"Şu ifadeni düzelt."

Dudaklarımı hafifçe yukarı doğru kıvırıp yüzüme yapmacık olduğu çok belli olan bir gülümseme yerleştirdiğimde bana diktiği gözlerini bıkkınlıkla devirdi Melis.

"Sen ne yap biliyor musun Elçin? Birileriyle konuş, yeni insanlar tanı. Yoksa beceremeyeceksin dediklerimi. Yeni biriyle tanış da kafan dağılsın.."

Melis'in bu söylediklerine omuz silkip "İstemiyorum.." dedim üzgün bir sesle. "Ben Arda'yı istiyorum.."

Melis masada tam karşı tarafımdaydı ama söylediğim şeyi duyunca Beren'le yer değiştirip yanıma geldi ve "Hala Arda diyor!" dedi öfke dolu bir sesle. "Seni şu saçlarından tutar kafanı kaldırım taşlarına sürte sürte kıvılcım çıkartırım Elçin! Deli etme beni!!"

Karşımda bir psikopat olduğunu düşünerek dehşet içinde baktım Melis'in renkli gözlerine ama o bunu umursamayıp bir anda omzumu tuttu ve ben ne yaptığını anlayamadan hafifçe itip arkamda yürüyen insanlara çarpmamı sağladı. Şaşkınlıkla arkamı dönüp özür dilemek için ağzımı araladığımda bakışları elindeki kokteyl bardağında ve üstüne dökülen içecekte gezinen benim yaşlarımda bir çocuk görerek geri kapadım dudaklarımı.

Yediğim bokla birlikte utanç içinde dudağımı ısırınca çocuk yeşil gözlerini yerden kaldırıp bana çevirdi bakışlarını.

Ne diyeceğimi bilemeyerek "Ben.." dedim ama devam etmeme izin vermeden "Sorun değil.." dedi hafifçe gülümseyerek. "Daha dikkatli yürüyebilirdim."

Daha dikkatli yürümek mi? Melis beni resmen çocuğun üstüne doğru itmişti ama bağırıp çağırmak yerine kendini suçluyordu karşımdaki.. Mahcup bir ifadeyle çantama uzanıp "Sizin hatanız değil.." dedim. "Benim dikkatsizliğim, kusura bakmayın."

Sonra çantamdan küçük bir ıslak mendil paketi çıkarıp çocuğa uzattım.

"Gömleğiniz mahvoldu.."

"Sorun değil." dedi yine. "Gerçekten sıkıntı yok, dert etmeyin."

Gülümsemesi içten ve sıcak olduğu için söylediklerinde samimi olduğunu anlayabiliyordum ve bende gülümsedim bu yüzden.

Melis bizim konuşmalarımızı dinledikten sonra çocuğa dönüp "Arkadaşımın kusuruna bakmayın.." dedi sanki ben özür dilememişim gibi. "Biraz morali bozukta.. İsterseniz size yeni bir kokteyl ısmarlayıp telafi edebiliriz hatamızı, değil mi Elçin?"

Bu kız gerçekten beni deli ediyordu ama çocuk gözlerini üzerimizde gezdirdiği için çaresizce kafa sallayıp "Hıhı.." dedim yüzüme yerleştirdiğim sahte gülümsemeyle.

Tamam çocuk iyiydi, hoştu. Hatta baya iyiydi.. HATTA YANİ BAYA BAYAA İYİYDİ MAŞALLAH.. Ay, tövbe! Ama, ben Arda'yı seviyordum..

İstemiyordum ki başka birini..

Çocuk Melis'in bu teklifine yine sıcak gülümsemesiyle karşılık verip "Aslında.." dedi. "Dediğim gibi, sorun yok gerçekten. O yüzden özür beklemiyorum ama.. Bu güzel hanımefendinin morali neden bozuk merak ettim açıkçası.. Bu yüzden teklifinizi kabul edebilirim.."

Melis aklına koyduğunu başarmanın zaferiyle gülümserken "Güzel.." dedi. "O zaman siz şu masaya geçin, ben sizin için içecekleri ayarlarım.."

Dediğini yapıp yan taraftaki boş masaya yürürken çocuğa fark ettirmeden Melis'e ölümcül bakışlar attım ama o bunu umursamadan göz kırpıp uzaktan bir öpücük yolladı bana..

Ruh hastası..

Bu arada çocuk çocuk diyip duruyordum ama neydi bu çocuğun adı?

"İsminiz neydi bu arada?"

"Lütfen bana siz diye hitap etme ya.. Kendimi bir bok sanıyorum sonra. İsmim Ömer. Seninki de Elçin olmalı, değil mi?"

Bir anda böyle konuşması gülmeme sebep olmuştu ama hemen toparlanıp "Evet.." dedim. "İsmim Elçin."

"Güzel isim, sevdim. Peki Elçin, neymiş senin moralini bozan şey? Anlatmak ister misin..?"

Bunu gerçekten merakla ve ilgiyle sormuştu ama nasıl anlatacaktım hiç bilmiyordum..

Hatırladıkça kafayı yiyordum.

Gözlerimi Ömer'in koyu yeşil gözlerinden kaçırıp çaresizce etrafta gezdirmeye başladığımda içecek stadının yanında beni izleyen kahverengi ve sert bakışlarla çattım kaşlarımı..

Arda..

Burada olduğunu biliyordum zaten ama en azından kendini fark ettirmez diye düşünmüştüm ama o doğruca bana bakıyordu.

Ve aramızda metrelerce mesafe olmasına rağmen etrafında çakan şimşekleri görebiliyordum resmen.. Öyle sinirli görünüyordu ki..

Sinirli olması gereken kişi o muydu peki?

Kesinlikle hayır! Şerefsiz piç.. Aldatılan ben değilmişim gibi bakıyordu bide yüzüme.

Nedense bu görüntü ve bir anda hiçbir suçu yokmuş gibi öylece beni izlemesi sinirimi bozarken bakışlarımı Arda'nın gözlerinden çekip Ömer'in gözlerine odakladım ve kendimden emin bir şekilde hafifçe gülümsedim.

"Hiç önemli bir mesele değil biliyor musun..? Yalnızca aptal biri yüzünden biraz canım sıkıldı o kadar. Konuşmaya değmez.."

______________________________________

NUAHHAHAHAA..

O gün yediğin hırmalar, bugün bir taraflarını tırmalar Ardacım.. ADAM OLCAN.

Bu arada, Elçin'in kıyafetini göstermeyi çok isterdim ama rol model kadının elbise giydiği fotosunu bulamadım wkzjakzjljslan KADIN HER FOTODA CIPLAK İMDAT

Neyse..

HAYDİN BB.

Yaz Yağmuru (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin