Yaz Yağmuru (+18)

Bugün Mükemmelim Beybi

______________________________________

Çağan eliyle uykulu gözlerini ovuştururken "Harbi mi?" dedi söglediğim şeyi duyunca. "Rüya da mı gelecek..?"

Kafa sallayıp "Hıhı.." dedim. "Ne o? Çok heyecanlandın galiba.."

Uykuluyken bile pislik yapıp "Yoo.." dedi cevap olarak. Sonra yerinden kalktı lavaboya gitmek için. "İnan umrumda bile değil.."

Melis bunun üzerine kahkaha atıp "Rüya mı?" dedi alayla. "Senin umrunda değil, öyle mi?"

"Rüya mıdır, kabus mudur, her neyse işte.." dedi Çağan. "Neyse salın beni."

Sonra doğruca lavaboya yöneldi.

Ben Çağan'ın arkasından "Öküz ya.." diye söylenirken "Onun öküzlüğünün devri bitiyor." dedi Melis kendinden emin bir şekilde. "Bak gör Rüya nasıl muma çevirecek bunu!"

Bu söylediğine sadece güldüm. Ardından yavaşça etrafta gezdirdim gözlerimi.

"Tuğra'yla Fatih nerde?"

Sinem yumurta tavasına yağ koymaya uğraşırken "Tuğra banyoda." dedi cevap olarak. Bunca konunun arasından duyabildiği tek şey Tuğra'ydı herhalde. "Tıraş oluyordu.."

Atakan Sinem'e dönüp "Neyin tıraşını oluyor, zaten babyface çocuk!" dediğinde Sinem omuz silkip "Yoo!" dedi. "Minik sakalları vardı, öperken acıtıyor.. Bende kes dedim.."

Atakan cevap olarak "Hiç fark etmedim.." dedi bu sefer.

Sinem de kaşlarını çatıp baktı ona. "Seni öpmüyor da ondan.."

Atakan sırf piçlik olsun diye "Nerden biliyorsun öpmediğini?" dediğinde Sinem eline aldığı kaşığı Atakan'a doğru uzatıp "Bak gebertirim seni he!" dedi sinirliymiş gibi. "Delirtme lan beni.."

Atakan bize dönüp "Bu beni bile kıskanıyor.." diyince Melis'le ben sesli bir şekilde gülmeye başladık ama Sinem trip atar gibi "Kıskanırım.." dedi. "Bak Dilan Polat'a dönüştürmeyin beni, o benim kocam."

Bu sefer kahkaha atmaya başladık ve o sırada Fatih içeri girip "Noluyo lan?" dedi kaşlarını çatarak. "Ne gülüyorsunuz..?"

Kahkalarımız bir kaç dakika sonra son bulduğunda Fatih'e cevap vermek yerine "Herkes tamam galiba.." dedi Melis. "Fatih'te buradaymış."

Bense merakla Arda'ya döndüm.

"Alya?"

"O gelmek istemedi.." dedi Arda. "Denize girmek istemiyormuş. Açıkçası yüzme de bilmediği için bende tamam dedim gelmek istemeyince. Korkuyorum başına bir şey gelecek diye.."

Evet çoğu kişi yüzme bilmemesine rağmen denize gider ve eğlenirdi ama ben Arda'nın korkularını yine de anlıyordum. Biraz abartılı gelebilirdi belki, ama benim için normaldi. Onların arasındaki bağ çok farklıydı bence..

Elimi uzatıp Arda'nın avucunun içine yerleştirirken "Keşke gelseydi.." dedim. "Yanından ayrılmazdık hiç, sorun olmazdı."

Arda bunun üzerine omuz silkip "Bilmiyorum, istemedi.." dedi. "Bende çok ısrar etmedim."

Bu sözlere anlayışla kafa sallarken "Apartta tek mi kalacak peki?" dedim merakla ama "Yani.." dedi Arda. "Az önce Alaz aradı, onlar plaja gelmeyecekmiş. O yüzden sıkıntı olmaz diye düşündüm. Bir ihtiyacı olursa Alaz halleder."

İkinci kez kafa salladım bu söylediklerine. Zaten anladığım kadarıyla Alya yalnız olmayı seviyordu. Belki de böyle alışmıştı, bilemiyorum..

Yaklaşık 10 dakika sonra kahvaltı masası hazır olduğunda hep birlikte kahvaltı yapıp bir yandan da sohbet etmeye başlamıştık.

Mevzu bahis konu ise Alaz ve Beren'di..